Bor’da geçmişte yerleşik halk, Mayıs sonu, Haziran ayı başlarında bağlara taşınır ki bu vakitlerde bağların dirilmesi yani yeşillenmesi asma yapraklarının yeni yeni çıkmasından dolayı Diribağ vakti anlamına geliyordu.  O zamanlar omcaların (asma) ilk yapraklarından, yaprak içi hazırlanır bağ komşuları bir araya gelir eğlenceli şekilde yenir sohbetler edilirmiş.
Büyüklerimizden özetle böyle dinlemiştik.
Önceki son iki dönem görevde olan MHP’li  Belediye Yönetimi  önce Pınarbaşı mevkiini düzene soktu kuruyan göl sondaj ve su pompaları ile tekrar canlandırıldı. Etrafa yüzlerce ağaç dikildi. Oturacak yerler yapıldı, şömine , mangal , çocuk parkı , çimleme vs. iyi bir çalışma ile Borlulara güzel bir piknik alanı kazandırıldı.
Bu işler yapıldıktan sonra orada 5.si  22 Haziran 2008 tarihinde Fatih Kısaparmak’ın da konser verdiği “Diribağ Şenlikleri “ gerçekleştiriliyordu. Folklor gösterisi, Teakwondocuların gösterileri , Yaprak Sarma Yarışması yapılır dereceye girenler altınla ödüllendirilir. Çadırlar kurulur ,standlar açılır, Seyyar satıcılar yerlerini alır. Yerel Sanatçılar müzik çalar, çocuklar özgürce koşar top oynar. Pınarbaşındaki boğazın sert esintisine rağmen her kesimden  binlerce Borlu orada olurdu.
Bor İlçemizin her geçen gün resmileşen ve soğuklaşan bayramlardan başka, tek sosyal faaliyeti “DİRİBAĞ ŞENLİKLERİ” idi.
Bazen tanınmış  bir sanatçı, bazen üvertür sanatçı, bazen de yerel sanatçılarla, ama 5 yıldır geleneksel hale getirilip, bir şekilde yapılırdı. Her geçen gün de daha güzelleşerek , katılım artarak gerçekleşiyordu. Eksiklikleri de vardı, ancak zamanla da bunlar çözülüyordu, çözülürdü.
O zamanki Bor Belediye Başkanı Sn.Yavuz Can, mikrofonu eline alıp aynen şöyle diyordu. "Şenlikleri düzenlemekteki amacımız unutulmaya yüz tutmuş gelenek, görenek ve örf adetlerimizi yeniden hatırlatmak ve halkımızın moral ve motivasyonunu arttırmaktır."
Diribağ Şenlikleri bu yıl yapılmıyor… Yeni Belediye Yönetiminden şu ana kadar ses yok… Plan yok… Hazırlık yok… Çalışma yok….
Gerekçe neler olabilir,
*Başbakan Tayip Erdoğan’ın Belediyelerin Şenlik , festival, gibi yerlere para harcamamaları konusundaki demeci.
* Bu geleneği başka bir fikir sahiplendi. Devam ettirmek onlara prim olur.
*Bu işi yapacak, yönetecek, organize edecek ekipleri yok…
*Şenliklere yatıracağımız para ile  başka işler yaparız düşüncesi…
Diribağ Şenlikleri 1 gün, diğer il ve İlçelerin yaptığı şenlikler gibi uzun ve fazla bütçe de gerekmiyor…  Mütevazi bir bütçe hatta geri dönüşümü olacak şekilde bile yapılabilir…
Belediye her konuya maddi açıdan bakamaz… Belediyenin sosyal konulara bütçesi olmak zorundadır.
Halka mesaj vermek için en iyi ortamdır… Bazen bu mesaj  konusu şenliklerin amacı  bile olur…
Başbakanın talimatına  uymayan bir çok AKP’li belediye mevcut… Belediye ad edilmeden diğer sivil toplum kuruluşları da işin içine çekilerek düzenlenebilirdi.
Kaldı ki Bor’un sosyal hayatı yok… Bor diğer ilçe yada şehirler gibi tiyatrosu, sineması, özel kişi ve kurumların yaptığı sosyal faaliyeti olan bir yer değil ki …
Ankara’nın Çubuk İlçesindeki 2007 yılındaki 3. Festivalde ilçeye 5 trilyonluk girdi sağlandığını biliyormuydunuz.
Bor Ticaret Odasının 10 bin  kadar afiş bastırıp çevre köy ve kasabalara dağıtılmak üzere indirim ve ucuzluk temalı,  Bor’da ticareti canlandırma için çalışmaları  var…
Hükümet Krize karşı afişlerle “Evde oturma, pazara çık, Alışveriş yap” diyor.
Ama şenliği yapmamakla siz orada seyyar satıcının , kasabın, bakkalın, petrolcünün, kuruyemişçinin alışverişine engel oluyorsunuz.
Paranın dolaşımını , dönüşümünü  önlüyorsunuz.
Bu yıl daha önceki Diribağ Şenliklerinden daha büyük, kapsamlı şekilde, dışarıdaki Borluların katılımı ,çevre kasaba ve köylerdeki halkımızın da katılımı ile  bir şenlik düzenlenir düşüncesi vardı. Yanılmışım…
Bor ve çevresinde , basına aksetmeyen, aile içi şiddet, intihar teşebbüsleri, kavgalar, hoşgörüsüzlük davaları  o kadar çok ki…
Evde oturup günlerce dizi ve kadın programı izleyen ev kadınını eşi ve çocuklarını, komşuları ile birlikte aynı  ortamda tutmak…
Bor’lu olmanın ne kadar gurur ve mutluluk verdiğine şahitlik yapmak…
Bor’da “genç  olmak ne zormuş” düşüncesinden kendini alamayan genç kız ve erkekleri aynı müziğe tempo tutturmak. Kafaları başka yerlere götürmek…
Havai fişeklerin atılışını korku ve sevinç karışımı duygu ile izleyen küçük çocukların heyecanını görmek.
“Buna da şükür “ diyen seyyar satıcının, esnafın memnuniyetini görmek… için fazla bir şeye ihtiyaç yok aslında…
Sadece düşünce…
Sağlıkla kalın...
19/06/2009 

eski siteden taşınmıştır