Uzun yıllardır kültürümüz, yaylım ateşi altında desem yeridir. Öyle bir saldırı ki bu; pervasızca çoluk çocuk kimseyi ayırt etmeden herkesi hedef alıyor. Ortaokul yıllarımda bir din dersi öğretmenimiz vardı. Bir gün şöyle dedi; “Bizi kılıçla yenemeyen düşman, şimdi kalemle saldırıya geçti.” Öğretmenimin yıllar önceki bu sözlerini bugün bile, biraz önce söylenmiş gibi iyi hatırlıyorum. O kalem şimdi teknolojiye ayak uydurmuş ve karşımıza; internette, tv’lerde “survivor”, “evlendirme programları” ya da diğer saçma sapan “magazin programları”, “rep müzik” olarak, ulusal basınımızı temsil eden bir çok gazetede de; şehitlerimizin, milli değerlerimizin, inancımızın önüne geçen “baldır bacak” ya da “hangi şöhretli hangisinin karısını ayarttı” gibisinden yaptıkları haberlerle kaşımıza çıkmaktadır.

Bize dayatılmak istenen, bu senin kültürün diye bizim, çocuklarımızın beynine sokulmaya çalışılan şey; bizim öz kültürümüzden çok uzak, geleneğimizle, göreneğimizle yakından uzaktan hiç ilgisi olmayan, batının kalem görünümündeki namlularından çıkan, kanlı kurşunlarından başka hiçbir şey değildir…

Mutlaka, ama mutlaka özümüze dönmeliyiz.! Bu kalleş pusunun tuzağından, kendimizi ve çocuklarımızı acil olarak uzaklaştırmalıyız…

Bugün 19 Mayıs… Atatürk’ü anma, gençlik ve spor bayramı. Bütün Türk Alemine kutlu olsun…

Bor’daki etkinliklere katıldım. Gençlerin gösterilerinden sonra, kendi kültürümüzden, özümüzden, atalarımızdan bizlere yadigar;  Dombra müziği eşliğinde, atlı savaşçıların ata sporlarımızı canlandırdığı,  hünerlerini sergiledikleri gösteriler muhteşemdi. 9 yaşındaki oğlum bana; “baba bunlar kim?” diye bir soru sordu bana. Ben de ona; “Onlar biziz, biz de onlar” dedim. Pek bir şey anlamadı ve kendisine anlayacağı dilde biz Türkler’i anlattım.

Bor Belediye Başkanı, Sayın Sıtkı Erat; katkılarınızdan ve bu tür konulardaki hassasiyetinizden dolayı size ne kadar teşekkür etsem az. Umarım sizi başka belediye başkanları da takip eder ve benzer etkinlikler yapar ve özümüze döneriz…