Edinilecek bir meslek, donanımlı eğitim ve geleceği sağlam adımlarla karşılama isteği…
Okuma yazmayı öğrendiğin andan itibaren başlayan yoğun bir tempo…
Aldığın bilginin sana lazım olup olmayacağından ziyade sadece herhangi bir anda, herhangi bir sınavda ansızın karşına soru olarak çıkma ihtimali ve senin tek soruyla dahi olsa, binlerce insanın arkasında kalma sıkıntın…
Senelere yüklenen ve aylarla bölüşülüp haftalara sığdırılan, geçtik günü, birkaç saatlik zamanlara tıkılan soru bombardımanı karşısındaki duruşun, mücadelen, hem fiziksel hem psikolojik dayanıklılığın.
Ne dersek diyelim, ne kadar eleştirirsek eleştirelim, seçme noktasında pek de kimselerin itiraz edemeyeceği bir sınav sistemi.
Bir LYS sınavı daha yapılırken Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari bilimler Fakültesinde sınava girecek olan kızım için Bor yolunda araç kullanırken, Demokrasi Şehitleri lisesine varmadan önce yoğunlaşan trafik.
O kadar erken çıkmalarına rağmen ya geç kalırsam, ya bir aksilik olursa diye düşünen aracıyla bütünleşmiş analar, babalar, dedeler, nineler, tam teşekküllü akraba ve ellerde Kuran-ı Kerimler, dudaklarda dualar…
Allah’ım çok emek döktü, elinden geleni yaptı emeğini boşa, çocuğumu artık bu sınav vasıtasıyla sınava tabi tutma niyazları…
Sınav giriş kapısına erkenden gelmenin rahatlığı lakin birazdan başlayacak sınavda kaderinin hüküm süreceği soru ve cevaplarının karşılayış şekli…
Kapıda dakikalar ilerledikçe…
Son 15 dakika,
Son 10 dakika,
Son 5 dakika,
Diyerekten sürekli kapı kapanma saatini hatırlatıp, sınav öncesi son 15 dakika içeri almamanın net kuralı ama yine de öyle bir tecrübeyle karşılaşıp, vicdani muhasebe yaşamak istemeyen kapıda görevli arkadaşların insani kaygıları…
Ve son 1 dakika…
Kapıda görevli Profesör ünvanlı arkadaşın; Kapılar kapanıyor, kapanıyor diyerekten bulunduğu yerden, acaba biri gelir mi diye tekrar süzerken, kendi iç dünyasında ne olur kimse geç kalmasın diye, etrafı süzüşü…
Aynı kaygıyla; içeri evladımı bıraksam da başka evlatların böylesine bir talihsizlikle karşı karşıya kalmamaları için, hadi kim gelecekse gelsin diye telaşlanan ben…
Ve tamam kapılar kapanıyor derken …
Meğer benimle aynı kaygıları taşıyan kapı önünde birikmiş kalabalığın; durun gelen var, gelen var nidalarıyla herkesin bir ağızdan, aman bu çocuk dışarda kalmasın diye hareketlenişi…
Baş örtüsüyle ter içinde kalmış kız evladımızın ayak seslerine karışan, ya sınava giremezsem sorusunun kalp atışları…
Kapı kapamayı saniyelere bölerek ağırdan alan görevli arkadaşın önünden içeri dalan kız evladımız…
Ve tam girerken aramaya takılacağını bildiği çantasını kapı önünde bekleyen bir hanım teyzenin eline bırakışı…
Tüm kalabalıkta, bir ohh çok şükür nefeslenmesi…
Ve kapı önündeki teyzenin, şaşkınlık içinde ki sözleri…
Kız çantayı bana bıraktı ama ben bu kızı tanımıyorum ki…