BİLMEK SÖZ KONUSU İSE, BİLGİNİN O KİŞİYİ SONSUZ MUTLULUĞA GÖTÜRMÜŞ OLMASIDIR;

 O zaman size bir soru sorarak konuya girelim MUTLUMUSUNUZ? Tabi mutluluğu tarifini yapınız desem yaşamadığınız bir şeyi nasıl tarif edebilirsiniz ki?

 O kadar da değil yani zaman zaman mutlu olduğumuz da olur diyeceksinizde, nefsinizin istediği yönde sahip olduğunuz ve yaşadığınız olaylardan bahsediyorsanız, yok demek istediğimi anlamadınız o zaman.

 Benim söylediğim mutluluk sosyal yaşantınız boyunca iç ve dış dünyanızda huzurun olması ve ahiret yaşantınızın da kesin kurtuluş da olduğuna emin olmanız. Yok böyle birşey mi diyorsunuz? Var var da, kapınızdan döndürdüğünüz birçok kısmetiniz, mutluluğu kaybetmenize neden olmakta. Mesela bir profesor hemde Ordinaryüsprofesor (eski değimle) olsanız en zor şartlarda bir keşfi gerçekleştirseniz, size nobel ödülü verseler mutlu oldunuz mu? Bu kadar şan ve şöhret sonucu doğru posta cehenneme girip sonsuz orada kalmanızı bu ilminiz engel olamıyorsa siz cahilsiniz. Tabiki Allah’a göre. Çünkü taşıdığınız nefs size hiçbir zaman mutlu olmanızı istemez.

 12/YÛSUF-53: Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun).
Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çıkaramam). Muhakkak ki nefs, mutlaka sui olanı (şerri, kötülüğü) emreder. Rabbimin Rahîm esmasıyla tecelli ettiği (nefsler) hariç. Muhakkak ki Rabbim, mağfiret edendir (günahları sevaba çevirendir). Rahîm'dir (rahmet nurunu gönderen ve merhamet edendir).
 İlim ilim bilmektir.

İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
 
Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir.
(YUNUS EMRE)

Yunusun dediği gibi siz kendinizi tanımıyorsanız hayatınız boyunca kazanımlarınız bir kuru emek olmuyor mu?

Kötülük içinizde ise nasıl mutlu olacaksınız ki. En mutlu günüm dediğiniz bir zamanda bir başkasının davranışı, bütün gününüzü mahvetmez mi? Her güzel olayın hemen ardından aklınıza bir sürü negatiflik gelerek o anınızı berbat etmez mi? Bazıları da vardır "benin kalbim temiz" diye bir eda bir hava, azıcık çıkarına dokunun bakın o temiz kalpten ne kokular çıkar.

Kalbin sahibi olan Allah, e e temizleyecek olan da O değil mi?

4/NİSÂ-49: E lem tere ilellezîne yuzekkûne enfusehum belillâhu yuzekkî men yeşâu ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen).

Kendi nefslerini temize çıkaranları (tezkiye ettiklerini söyleyenleri) görmedin mi? Hayır (öyle değil). Ancak Allah, dilediği kişinin nefsini tezkiye eder. Ve onlar, hurma çekirdeğinin ince ipliği kadar (bile) zulüm olunmazlar.

Bilen bir kişi; kendisinin dünya ve ahiret yaşantısını garanti altına almış, çevresinde ki olaylar ne olursa olsun, keyfini kaçırmayan bir kişidir bilen ve dolayısı ile mutlu olan kişi.

39/ZUMER-9: Em men huve kânitun ânâel leyli sâciden ve kâimen yahzerul âhırete ve yercû rahmete rabbih(rabbihî), kul hel yestevîllezîne ya’lemûne vellezîne lâ ya’lemûn(ya’lemûne), innemâ yetezekkeru ulûl elbâb(elbâbi).

Gece boyunca secde ederek ve kıyamda (ayakta) durarak kanitin olan, ahiretten çekinen (korkan) ve Rabbinin rahmetini dileyen mi? De ki: "(Hiç) bilenle bilmeyen bir olur mu? Ancak ulûl'elbab (daimî zikir sahipleri) tezekkür eder."
Bilen kişiyi incelersek; Allah’dan rahmet dileyen bir kişi. Peki bu rahmet dileyince verilir mi?

76/İNSÂN (DEHR)-31: Yudhilu men yeşâu fî rahmetih(rahmetihî), vez zâlimîne eadde lehum azâben elîmâ(elîmen).
O dilediği kişiyi, rahmetinin içine dahil eder. Ve zalimler, onlar için elîm azap hazırladı.

Allah’ın dilemesi sonucu rahmetini yolluyor. Kimi diliyor kimi dilemiyor önemli olan bu.

Size evet siz başka insanların sahip oldukları şeylerden içi dünyanız da sıkıntı duyuyor musunuz; yok onlar için "ne güzel Allah güzel imkanlar sağlamış"’diyebiliyor musunuz? İşte haset nefsinizin kötü huyu, başka insanların mutlu olmasını çekemezsiniz. Eğer ömrünüz boyunca insanların mutsuzluğu yönün de bir faaliyetiniz varsa işiniz zor.

ŞURA 13- allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).

Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).

Ne kadar kolay bir imkan; Allah’ın vasıl olmayı ulaşmayı kalben isteyeceksin Allah da kalbinizde bu samimi talebi gördüğünde olay bitmiştir. Allah kendisine ulaştırır ve o kişiyi kendisine dost ittihaz eder. Allah’dan isteyeceğiniz ona dost olmak. Yunus gibi Mevlana gibi erenlerden yani ruhu Allah’a ermiş, Allah’da yok olmuş, ermiş veya derviş kişi.

10/YÛNUS-62: E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Muhakkak ki Allah'ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi?

 
Allah’ın dostu olmak olmak samimi iseniz bu kadar kolay, tabi ki Allah’ı seviyorsanız. Sadece O'na dost olmayı dileyeceksiniz o kadar. Allah da size mutlaka kendine ulaştıracağına söz veriyor. Allah bu sözünde durur.

29/ANKEBÛT-5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves semîul alîm(alîmu).

Kim Allah'a mülâki olmayı (hayattayken Allah'a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah'ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah'a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.

Mutluluk Allah’ın dilemesi ile oluyor da siz mutlu olmayı istiyor musunuz. Kibriniz varsa; kimseye ihtiyacınız olmadığını düşünüyorsanız, almış olduğunuz ilim sizi Allah’a yöneltmiyor ve Onunla dost olmanızı engelliyorsa!

 
Sakın kalbim temiz, ben mutluyum diye iddia etmeyin, hani bir de Allah’a karşı yalancı olmayın.