“Ben Tayyip Erdoğan’a bîat etmedim” açıklaması ile taht kavgasına soyunan Bülent Arınç, önceki gün televizyon ekranlarından yaptığı “Benim şike yasasını bir daha getirmeye cesaret edemezler lafım affedilemez bir hatadır” diyerek Başbakan’a tam bîat etti. Aynı zamanda bu sözler, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kalesine Tayyip Erdoğan tarafından bırakılan güzel golün de nefis ortasıydı.

Erdoğan-Gül maçının daha ilk yarısı bitmeden Başbakan 2-0 öne geçti. Arınç’ın açıklamalarının arkasından AKP kulisleri öyle bir dalgalandı ki, yetişebilene aşk olsun!..

Gördüğünüz rutin gelişmelerin dışında size, hassas ayıklama yaparak en sağlam kulisleri aktaracağım.

AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin, Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin 7 yıl olduğuna dair yasa önerisini gündeme getirdiği saatlerde okyanus ötesinden gelen haber “Tayyipçi” kanadın canını biraz sıktı. Kasım ayında TIME dergisine kapak olan Tayyip Erdoğan’ın en çok oyu almasına rağmen “yılın kişisi”  seçilmemesi “Tayyipçi”leri üzerken “Gül” cülerin de bıyık altından tebessüm etmesine yol açtı.

“2014 senaryoları” ise bambaşka bir hal aldı. Erdoğan taraftarları Bülent Arınç’ın jübilesine artık kesin gözüyle bakıyor. Başbakan’a yakın kaynakların ifade ettikleri o ki;
“Erdoğan gerekli anayasa değişikliğini yapıp 2014’te Başkanlık sistemi ile Çankaya Köşkü’ne çıkarsa hiçbir sorun olmaz. Ama başkanlık sistemi bu arada hallolmazsa biraz daha sıkıntı yaşanabilir.” 

Erdoğan “devlet başkanı” olursa partiyi kime emanet edecek?

Erdoğan’ın yakın arkadaşları hep bir ağızdan tek ismi zikrediyorlar:

“Faruk Çelik.” 
Evet!.. Çalışma Bakanı Faruk Çelik gerçekten de Tayyip Erdoğan’ın çok güvendiği bir isimdir. Çelik, Erdoğan’ın partisinin seçim karargâhını teslim ettiği, her dönem vitrininde önemli görevler verdiği yakın çalışma arkadaşıdır. Bunu dile getirenlerin ellerindeki en önemli kanıt ise Başbakan’ın masasında duran “en beğenilen bakanlar” anketi. Bu ankette Ahmet Davutoğlu’nun ardından Faruk Çelik ikinci sırada... “Faruk Çelik emanetçi Başbakanlık formülü için en doğru isim” denirken, Bakan Çelik’in, Başbakan’ın çok hoşuna giden  “sorun çözmedeki pratikliği”, “çalışkanlığı” ve en önemlisi Erdoğan’ın yanında “hiç zikzak çizmemesi”nin altı çiziliyor. 

Peki, Bülent Arınç’a ve vetoda Abdullah Gül’e destek çıkan Tayyip Erdoğan’ın yine sırdaşlarından olan Hayati Yazıcı’ya ne oldu?
Söylenenlere göre iki isim de Tayyip Erdoğan’dan sert uyarılar aldılar. Hele, Hayati Yazıcı’ya Başbakan’ın neler söylediği anlatıla anlatıla bitirilemiyor. Yazıcı’nın yapabildiği tek savunma ise, “ben kişisel ama büyük bir hata yaptım” şeklinde özetlenebilir.

Bu arada vetocu Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’a “Tayyipçi” ler yalnızlaştırma politikası uyguluyor. Tayyip Erdoğan’a, meramını anlatmak için ulaşmaya çalışan, fakat başarısız olan Tayyar’a Spor Bakanı Suat Kılıç da randevu vermemiş. Defaten randevu taleplerine yanıt alamayan Şamil Tayyar görüşme isteğini, Meclis kulisinde yakaladığı Kılıç’a iletince “O iş bitti şeklinde” sert bir yanıt almış.
Bu süreçte yeni anayasa çalışmaları arasında kaybolup giden AKP’nin saygın isimlerinden TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in de “küskünlüğü” konuşuluyor. AKP sohbetlerinde “Cemil Çiçek yorgun ve küskün. Yavaş yavaş Gölbaşı’ndaki çiftlik evine çekiliyor” deniyor. 

AKP kulislerinde ne konuşulursa konuşulsun, partisindeki kırılma ile birlikte Tayyip Erdoğan’ın istediği anayasa değişikliklerini gerçekleştirmek için artık eskisinden fazla muhalefetin desteğine ihtiyacı olacağı gün gibi ortada.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin 7 yıl olduğuna dair kanun teklifinin Meclis gündemine gelmesi ile muhalefet partilerinin takınacağı tavır Erdoğan için hayati önem arz ediyor.

“Gülcü”ler tayfası 2014’ten sonra “Abdullah Gül’e acaba nasıl uluslararası bir rol çizilir”in fikir egzersizlerini yaparken -bence imkânsız ama- içlerini de bir kurt kemiriyor;
“Ters bir şeyler olur da Beyefendinin görev süresinin 7 yıl olduğuna dair kanun Meclis’ten geçmezse...” 

Yine tekrar edeyim bence imkânsız ama, söz konusu Meclis’in ve milletvekillerinin hür iradesi olunca ve Bülent Arınç’ın da özür konuşmasında altını çizdiği gibi AKP’lilerin “düşündüklerini konuşma özgürlüğü” dikkate alınırsa siyaset bu!..

Her türlü ihtimali göz önünde bulundurmakta fayda var. Ne olur ne olmaz!..

***

Sıkı bir Fenerbahçe taraftarıyım. Şanlı Beşiktaş’ın İngiliz takımı Stoke City’yi ezerek UEFA Avrupa Ligi’nde birinci olarak üst tura çıkmasına çok sevindim. Müthiş bir galibiyetti. Kibirli İngilizlere karşı oldukça yürekli, direkt kaleye giden akınlarla sonuca ulaşmasını bildiler. Delikanlı gibi oynayıp delikanlı gibi kazandılar. Kibirli İngilizler hakeme sığınıp çaktırmadan faul yapıp Beşiktaş’ı yenmeye çalışsa da planları tutmadı. İngilizlerin bir kez daha İstanbul’da sahaya gömülmesi beni çok, ama çok mutlu etti. Teşekkürler, şanlı Karakartal...