Yıl 1986; Konut Edindirme Yardımı (KEY) uygulamaya alındı. Çalışanların ücretlerinden belli bir oranda paranın kesilmesiyle işleyen fonda toplanan bu paralar, belli bir süre sonunda kolayca ev sahibi olması için çalışanlara faiziyle birlikte geri ödenecekti.

Yıl 1988; Tasarrufu Teşvik Fonu (TTF) (halk arasında Zorunlu Tasarruf Kesintisi) getirildi. Söz konusu fon, tıpkı KEY gibi yine işçi ücretlerinden belli oranlarda yapılan kesintilere, işveren katkısı da eklenerek Ziraat Bankası’nda açılan hesaplara yatırılmak suretiyle uygulanacaktı. TTF, çalışanların “Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesi” amacıyla kurulmuştu.

Turgut Özal iktidarının icraatları olan bu fonlara ne oldu diye sorulacak olursa; büyük bir kısmı buhar olup havaya uçtu. Yıllar sonra, sadaka miktarı tutarlar halinde vatandaşa geri ödenerek tasfiye edildi. Anlayacağınız, ücretlerinden cebren kesilen bu paralar vatandaşın hiç bir işine yaramadı.

  1. yılı geldiğinde hayatımıza yeni bir fon daha girdi: “İşsizlik Fonu” İşini kaybeden işçilerin güvencesi olarak planlanan İşsizlik Fonu için işçinin ücretinden her ay belli bir oranda kesinti yapılarak fona aktarılacaktı. Fon’a işveren ve devlet de belli oranlarda katkı sağlayacaktı. Tasarruf Fonu’na benzeyen bu uygulamada tek fark, işsizlere, işten çıkarıldıkları takdirde belli bir süre para ödemesi yapılacak olmasıydı. Kendi isteğiyle işten çıkan işçiler ise ücretlerinden kesinti yapılmasına rağmen bu fondan yararlanamayacaktı. Gelinen noktada, İşsizlik Fonu’nda biriken paraların çok cüz’i bir kısmı işsizlere aktarılmakta, kalanı ise iktidarın inisiyatifine bırakılmaktadır. Kâğıt üzerinde var görünen İşsizlik Fonu’nun, bu parasızlıkta çatır çatır harcandığını tahmin etmek zor olmasa gerek…

Yıl 2019; Maliye Bakanı açıkladı: “Yeni Doğan Çocuğa Banka Katılım Finans Hesabı” getirilecekmiş. Yeni bir Fon olayı yani… Buna göre her yeni doğan çocuğa banka veya katılım finans şirketi hesabı açılarak, finansal sisteme katılım ve tasarruf erken yaşta teşvik edilecekmiş. Eskiden bankalar çocuklara kumbara verir bir de kumbara hesabı açarlardı. Zorunluluk yoktu. Ailelerin tercihine kalmıştı. Anladığımız kadarıyla yeni sistem böyle değil. Burada zorunluluk söz konusu... Yani, çocuğunuz mu oldu, hemen bir banka hesabı açacaksınız ve kumbara yerine paraları banka ya da katılım şirketine atacaksınız. Bir nevi Bebelere Kumbara Fonu…

Burada önemli bir ayrıntı var; bebekler 18 yaşına gelene kadar ebeveynler bu hesaba dokunamayacaklarmış. Sonuçta paralar bankalarda toplanacak. Hal böyle olunca da ebeveynler dışında, birilerinin serbestçe dokunabileceği yeni bir kaynak daha yaratıldığını söylemek çok da yanlış olmasa gerek…

Tıpkı bundan önceki fon hesaplarında olduğu gibi, vatandaşa geri dönüşü olmayacak ve yine vatandaşın yani ana-babaların cebinden çıkan paralarla doldurulacak yeni bir fon…

Deniz bitti, paralar suyunu çekti. Zamanlama manidar… Kim bulduysa tebrik etmek gerek…

Tülay Hergünlü

İstanbul, 6 Ekim 2019