Zorun zoru günlerden geçmekteyiz.30 yılı aşkındır devam eden çarpışma ortamına kalıcı bir çözüm arayışı en yakıcı mesele olmaya devam ediyor. Her zamankinden daha çok inat ve ısrarla barış talep etmek, akan kan dursun demek ve coğrafyamızın her köşesinde barış’ı anlatmak göreviyle karşı karşıyayız.
      Tam da bu ihtiyaca denk düşen etkinliklere imza atan Halkların Demokratik Kongresinden milletvekillerinde aralarında bulunduğu bir heyet Karadeniz Bölgemizden başlayarak “Barış” merkezli bir dizi toplantılar yapmak üzere çalışmalarına start verdi. Ertuğrul Kürkçü Levent Tüzel, Sebahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder gibi milletvekillerinin ve Alp Altınörs gibi HDK genel meclis yürütme kurulu üyeler ininde yer aldığı heyet dün (Pazar) bu gün (pazartesi) Sinop illerinde olmak üzere Samsun, Giresun, Ordu ve Trabzon güzergâhında hareket ederek HDK meclislerinin örgütlü olduğu bu illerinde yapacakları rutin toplantılar önemli bir gündem haline getirilip, Karadeniz bölgesindeki milliyetçi duyarlılık körüklenerek çeşitli tepkisellikler örülmeye çalışılmakta olduğu gelen haberlerden anlaşılmakta.
      Zira , bir yandan il HDK meclislerinin tuttuğu salonlara yönelik baskılar diğer yandan yerel basında yer alan haberlerle Sinop ilinde olduğu gibi 25-30 kişilik milliyetçi grubun her türlü hakareti içeren sloganlarla şehir merkezinde turlamaları ve kolluk güçlerinin buna seyirci kalmasından hareketle oynanmak istenen oyunun ne olduğu hakkında fikir sahibi olabiliriz.
      Öncelikle, belirtmek isterim ki HDK Niğde Meclisi olarak aynı heyeti ilimiz Niğde’ye biz de davet ettik. Hem de Karadeniz programı oluşturulmadan önce. Çünkü  gerçekten iç Anadolu bölgesi illeri başta olmak üzere barış talebinin yetkin ve kamuoyunca tanınmış kişilerce bu illerin yurttaşlarına ilk ağızdan anlatılmasının önemini kavramış ve bu yönde çağrıda bulunmuş idik. Elbette tek biz değil meclisi olan diğer illerde buna benzer çağrılar veya talepte bulunmuş olacaklar ki 27-28 Ocak günleri İstanbul da yapılan HDK Genel Meclis Yürütme Kurulu toplantısında illerden ve bölgelerden gelen bu talepler değerlendirilerek Karadeniz Bölgesinden başlanarak il toplantıları yapılmasına karar verildiğini biliyoruz.
      Yani HDK yürütmesi ve vekilleri kendiliğinden değil davet üzerine o illerdeki HDK Meclisi olarak kendini ifade eden insanlarla ve onların çağırdığı insanlarla buluşmak üzere hareket ediyorlar. Yerel gazetelere röportaj veren şoven dilli provokatörlerin “binalarının bile olmadığı bir ile niye geliyorlar” sözleri çarpıtma amaçlıdır. Ziyaretin gerçekleştirileceği bütün illerde HDK İl Meclisleri vardır. Vekillerimiz Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder, Levent Tüzel ve Sebahat Tuncel, yerel HDK Meclislerinin davetlisi olarak Karadeniz bölgesi illerini gezmektedirler. Dolayısıyla, vekillerimizi davet edenler de o illerde yaşayan yurttaşlarımızdır. Zaten, gidilen tüm illerde de o ilin HDK meclisinin davet ettiği halkımızla toplantılar yapacaklar. Bunda “öküzün altında buzağı aramanın” tahammülsüzlük göstermenin ne âlemi var anlamakta güçlük çekiyorum. Yâda tüm Karadeniz bölgesini milliyetçi söylemle tahakküm altına alarak barış sürecine ne kadar engel olabileceklerin varsayıyorlar gerçekten merak ediyorum.
        Altını çizerek bir kez daha ifade etmek isterim. HDK genel yürütme kurulu üye ve milletvekillerinin Karadeniz ve diğer bölgelere yapacakları geziler “her şeyden önce barış mücadelesini geliştirmek amaçlıdır.” İl toplantılarıyla, başta meclisimiz oluşturan insanlar ve onların davet ettiği emekçilerle “barış ve eşitliği” konuşup tartışacak ve akan kanın durması için inisiyatif alma çağrısı yapmaktan başka gayeleri yoktur.
        Karadeniz, bölgemiz İçanadolu gibi 30 yıldır süren çarpışmalarda en çok evladını kurban veren bir bölgemizdir. Barış, her şeyden önce gençlerin sağ kalmasını sağlayacaktır. Ama egemenler barış mücadelesinin önünü linçlerle, zorbalıkla kestikleri için barış isteyen emekçi halkımızın sesi boğulmaktadır. Tam da bu boğulmak istenen sese ses katmak o sesi ülke genelinde duyulur hale getirmek için kısacası barış isteyen Karadenizlilerin, İçanadolu’luların sesini duyurmak için HDK üye ve yöneticileri il, il bölge, bölge dolaşmaktadırlar.
      Şimdi ülkenin dört bir yanında barışı savunma zamanıdır. Hatay’dan Ceylanpınar’a, İzmir’den Samsun’a Niğde’den Muş’a kadar barış bütün emekçi insanlığı ilgilendiriyor. Çünkü bu ülkeye bereket, barışla gelecek. Ekmek, barışla büyüyecek. En üretken damarımız, gençlerimiz, barışla sağ kalacak. Savaşın devasa kaynakları yutması, barışla önlenecek.
       Elbette HDK heyeti Barış’ı anlatmakla kalmayacak Karadeniz HES demek,derelerin kardeşliği demek HDK ekoloji mücadelesi perspektiflerini de gittiği illerdeki diğer tüm yakıcı sorunlar hakkında bakış açısını net bir biçimde ifade edecektir.
       Dolayısıyla, HDK’nın Karadeniz’i ve diğer bölgeleri niye ziyaret ettiği bellidir. Asıl izaha muhtaç olan, yerel basına verilen “Gelmesinler!” beyanatlarıyla, 25-30 kişilik milliyetçi heyezanları alevlendirecek “tosuncuk” gruplarıyla barış sürecini tıkamanın mümkün olamayacağının hala görülememesidir.