BAKARA SURESİ 5. AYETTE NE ANLATILIYOR?
                                       Bismillâhirrahmânirrahîm
 
AYETİ ANLAMAK YETMİYOR, HAYATIMIZA TATBİK ETMEK GEREKİYOR. TATBİK EDİLEN AYET DE, EMRE İMAN ETMEK ANLAMINA GELİR.
DİYANET İN İŞLERİ MEALİ:
 
BAKARA–5: Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn(muflihûne). İşte onlar Rab’lerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır.
 
BAKARA–5.inci ayeti, kelimeleri karşılığı ne manaya geliyor bakalım.
Diyanet işlerinin açıklamasında gene doğru yol safsatası bizi gerçeklerden nasıl uzaklaştırıyor görelim.
Kelimelere göre ayetin meali:
 
BAKARA–5:Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).İşte onlar, Rab'lerinden bir hidayet üzeredirler. Ve işte onlar, onlar muflihundurlar (felâha, kurtuluşa erenlerdir).
 
Hidayet bir vetiredir, bir işlevi belirtir. Süreçtir; yani şu an piyasada bulunan 26 adet Kur'ân meallerinden birçoğunda bahsedildiği gibi yol manasına gelmez. En sık kullanılan şekli ile doğru yol anlamına hele hiç gelmez.
 
AL-İ İMRAN 73:Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun). Ve (Ehli Kitap): “Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah'a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.” Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi'dir (ilmi geniştir, her şeyi kapsar), Alîm'dir (en iyi bilendir).
 
 
HİDAYET; ULAŞMA SÜRECİ.
 
Dalâlette olan insanların(Allah’ın yolunda hidayet üzere olmayanların) Allah’ın emanet olarak verdiği ruhlarını ve Ruhun sahibi olan Allah’a ulaştırmayı kalben dilemesi ile başlayan, Allah’ın hidayeti dileyeni dilemesi ile devam eden. Ruhumuzun Allah’ın zatında ifna olduğu (meab olduğu)fenafillâh makamına ulaşarak Allah’ta yok olduğu yani vuslat olduğu noktaya gelir ve Ruhun Hidâyet süreci tamamlanmış olur. Kişi hidayete erer. Ermiş olur. Derviş olur.
 
Bakara 5.inci ayetinde,hidayet kelimesinin kullanıldığı cümleyi(İşte onlar, Rab'lerinden bir hidayet üzeredirler) Türkçe olarak anlamını verirsek
 “İşte ruhlarını Allah’a ulaştırmak ve dolayısı ile hidayeti Allah’tan isteyenlerin, Rab’lerinden(Mürebbiyelerinden, terbiye eden) nefslerini islâh edilmesi yani, nefslerini Allah’ın tezkiye etmesi ile ilk hidayet olan ruhlarının hidayetini. Allah’a ulaştıran yol olan(Enam 126) sıratı mustakim üzerinde hicret edenlerdir(Ankebut 26).
Bu gün kullandığımız Türkçe de böyle bir mana kazanmış olur.
 
Enam 126:Ve hâzâ sırâtu rabbike mustekîm(mustekîmen), kad fassalnâl âyâti li kavmin yezzekkerûn(yezzekkerûne).
Ve bu, senin Rabbine istikametlenmiş (yönlendirilmiş) yoldur. (Allah'a götüren yoldur). Tezekkür eden bir kavim için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.
Ankebut 26:Fe âmene lehu lût (lûtun) ve kâle innî muhâcirun ilâ rabbî, innehu huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Bundan sonra Lut (A.S), O'na (İbrâhîm (A.S)'a) îmân etti (tâbî oldu) ve dedi ki: "Muhakkak ki ben, Rabbime hicret edecek olanım (ruhumu yaşarken Allah'a ulaştıracağım). Muhakkak ki O; Azîz'dir (çok yücedir), Hakîm'dir (hüküm sahibidir)."
 
Demek ki Allah’ın bir görevlisi, insanlara ölmeden önce ruhlarını emanetin sahibi olan Allah’a ulaştırılması gerektiğini açıklamış ki! Hidayet için Allah’a ulaştıran yol, dünya ve ahiret saadeti Fatiha suresi 6. Ayetinde isteniyor.
Fatiha 6:İhdinas sırâtel mustakîm(mustakîme).
(Bu istiane'n ile) bizi, SIRATI MUSTAKÎM’E hidayet et (ulaştır).
 
Allah Teâlâ da Bakara suresi 5.inci ayetinin sonunda kurtuluşun ancak. Ruhlarını, ölmeden ruhun sahibi olan Allah’a ulaştırmayı dileyip hidayet üzere olarak kurtuluşa ulaşabilirsiniz diyor.
BAKARA–5: Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).İşte onlar, Rab'lerinden bir hidayet üzeredirler. Ve işte onlar, onlar muflihundurlar (felâha, kurtuluşa erenlerdir)
İnsanlar için bu kadar hayati önem taşıyan Hidayet kavramının, bilerek veya bilmeyerek örtülmesi ve yok kabul edilmesi. Hidayetin gerçek anlamının dışında ifadeler ile insanların hidayet üzere olmalarına ve hidayete ermelerine mani olunması. Dinimizi sadece ibadetler ile sınırlanmış bir inanç haline getirenlerin, Allah’a nasıl hesap vereceklerini düşünmek bile istemiyorum.
DİĞER MÜELLİFLERİN MEALLERİNE SIRAYLA BAKALIM.
İmam İskender Ali Mihr
:
İşte onlar, Rab'lerinden bir hidayet üzeredirler. Ve işte onlar,onlar muflihundurlar (felâha, kurtuluşa erenlerdir).
Diyanet İşleri
:
İşte onlar Rab’lerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır.
Abdulbaki Gölpınarlı
:
Onlardır rablerinden doğru yolu bulanlar, onlardır kurtulup muratlarına erenler.
Adem Uğur
:
İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
Ali Bulaç
:
İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler bunlardır.
Ali Fikri Yavuz
:
İşte böyle kimseler, Rablerinden olan hidâyet ve doğru yol üzeredirler; ve bunlar azabdan kurtulup sevaba erenlerdir.
Bekir Sadak
:
Iste Rab'lerinin yolunda olanlar ve saadete erisenler bunlardir.
Celal Yıldırım
:
İşte bunlar, Rabları tarafından doğru yol üzeredirler ve korktuklarından kurtulup umduklarına kavuşanlar da bunlardır.
Diyanet İşleri (eski)
:
İşte Rab'lerinin yolunda olanlar ve saadete erişenler bunlardır.
Diyanet Vakfi
:
İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
Edip Yüksel
:
İşte, Rableri tarafından yol gösterilenler ve mutluluğa erenler bunlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır
:
Bunlar işte rablarından bir hidayet üzerindedir ve bunlar işte bunlar o murada eren müflihin
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
:
Bunlar işte Rablerinden bir hidayet üzerindedir ve bunlar işte o murada eren kurtulmuşlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
:
Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir.
Fizilal-il Kuran
:
İşte onlar Rabblerinden gelen hidayet yolundadırlar ve kurtuluşa erenlerdir.
Gültekin Onan
:
İşte bunlar, rablerinden (olan) bir hidayet üzerindedirler ve felaha erenler / erdirilenler bunlardır.
Hasan Basri Çantay
:
İşte onlar Rablerinden (gelen) Hidâyetin tam üzerindedirler. Asıl muradlarına kavuşanlar da işte onlar.
İbni Kesir
:
İşte onlar, rablarından bir hidayet üzeredirler ve işte onlar, felaha erenlerdir.
Muhammed Esed
:
İşte Rablerinin gösterdiği yolda yürüyenler onlardır, mutluluğa erişecek olanlarda!
Ömer Nasuhi Bilmen
:
İşte onlar Rabb-i Kerîm'leri tarafından bir hidâyet üzeredirler. Felâh bulanlar da ancak onlardır.
Şaban Piriş
:
İşte, Rab’lerinin yolunda olanlar ve kurtuluşa erecek olanlar onlardır.
Suat Yıldırım
:
İşte bunlardır Rableri tarafından doğru yola ulaştırılanlar. Ve işte bunlardır felâh bulanlar.
Süleyman Ateş
:
İşte onlar, Rablerinden bir hidâyet üzeredirler ve umduklarına erenler, işte onlardır!
Tefhim-ul Kuran
:
İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de bunlardır.
Ümit Şimşek
:
İşte onlar, Rablerinden bir hidayet üzeredirler. Ve onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir.
Yaşar Nuri Öztürk
:
İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar.