MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin,  “Bazı dava süreçleri kapsamında Fethullah Gülen cemaati etrafındaki tartışmalar”  hakkında yaptığı açıklama, medyanın gündeminde yeteri kadar yer almadı. Fethullah Gülen’in avukatının açıklamasına yer verildi ve Zaman gazetesi dışında konuyla ilgili yayın yapan gazete çıkmadı.

***
Bence Bahçeli’nin açıklaması, sadece cemaatin değil Türkiye’nin geleceği için hayati  derecede önemliydi.
Zaman gazetesi ve yazarları, açıklamanın,  “cemaatin faaliyetlerini durdurduğunu veya askıya aldığını açıklamasının yerinde ve yararlı olabileceği akla gelmektedir” bölümünü eleştirerek  “Türk okullarını kapatalım mı? İstiklal Marşı’nı söyletmeyelim mi? Türkçe olimpiyatlarını iptal mi edelim?”  gibi ifadeler kullandı ve geçmişte MHP’de veya Ülkü Ocakları’nda bulunmuş bazı kişilerin tepkilerine yer verdi. Ayrıca Türkeş’in Fethullah Gülen ile ilgili olumlu sözlerini hatırlattı.
Herkes kabul eder ki Bahçeli böyle önemli bir konuda, siyasi polemik yapacak bir kişi değildir.
Bahçeli sadece  “faaliyetlerinizi durdurun”  demedi ki;  “durum aydınlanana kadar”  dedi. Üstelik  “takdir sizin”  diye de ilave etti! 

***
Bahçeli’nin açıklamasında asıl önemli ifadeler, kırmızı çentik açılarak dikkat çekilen iki paragraftı: 
 “Eğer iddialarda bir hakikat payı varsa, bu durumda şu iki husus akla gelmektedir:
*Fethullah Gülen Hocaefendi yurt dışındadır. Türkiye’deki cemaatin bu konuda bir dahli varsa, Hocaefendi’nin cemaat üzerinde tam olarak etki ve kontrol icra edemediği,  bilgisi ve iradesi dışında bazı unsurların bu işlere karışmış olacağı bir ihtimal olarak karşımızdadır.
*Diğer akla gelen husus ise Türkiye’deki cemaatin başka odaklar tarafından yönlendiriliyor olabileceğidir. Her iki ihtimal de çok vahimdir.”
Bahçeli’nin açıklamasının bu bölümünü algılayıp iki satırla da olsa yazan tek gazeteci Murat Yetkin oldu.
Yetkin,  “Bahçeli, Gülen’e açık çağrıda bulunarak, töhmet altında kalmak istemiyorsa, avukatı ya da gazete yazarları kanalıyla değil bizzat kendisinin çıkıp bir açıklama yapması gerektiğini söyledi”  diye konunun bam teline dokundu.
Gülen, konuya ilgili olarak, yayın organlarından birinde canlı yayına katılsa, gerçek  gazetecilerin sorularına cevap verse fena mı olur?
Bahçeli, Fethullah Gülen’in avukatının verdiği cevabı önemsemedi. Zaten onun istediği, açıklamayı bizzat Fethullah Gülen’in yapmasıydı. Öyle ki Bahçeli, konu ile ilgili sorulara kısa bir cevap verdi ve  “Sayın Fethullah Gülen Bey’in bugünkü Zaman gazetesini görmesini isterim”  dedi.
Bu ifadede, Zaman gazetesindeki yayınların Gülen’in bilgisi dışında yapıldığı, hatta Gülen’in gazeteyi bile görmediği kanaati var!

***

Gerçeklerin ortaya çıkması için bundan başka fikri olan varsa söylemelidir.
Bir defa Bahçeli, açıklamasında  “vahim”  iddialar ortaya koymakla birlikte çok nazik bir dil kullanmaktadır. Ve açıklama, Fethullah Gülen ve ona bağlılık hissedenlerin aleyhinde değildir. Tam aksine Bahçeli, Türkiye’de cemaatin Fethullah Gülen dışındaki odaklar tarafından yönlendirilmesi ihtimali üzerinde durmakta ve konuya bizzat açıklık getirmesini istemektedir.
Bunda ne kötülük var?
Bahçeli, bu defa siyasi hayatının en doğru tavırlarından birini takınmıştır.
Alparslan Türkeş’in ölüm yıldönümüne denk gelen günlerde, MHP’nin başında bulunan bir kişinin ülke için kritik bir konuda çok dikkatli ve sağduyulu bir açıklama ile doğru yolu göstermesi umut vericidir.