‘Kara Paranın Önlenmesi’ isimli kitabıyla dikkat çeken Mali Suçları Araştırma Kurulu eski Başkan Yardımcısı Ramazan Başak’a göre kara paranın miktarı 50 milyar dolar. Kara para aklama yöntemleri arasında 900’lü hatlar bile var

Ramazan Başak deneyimli bir ekonomist. Bankalar yeminli murakıplığı yapmış, Özelleştirme İdaresi’nde Fon Yönetimi Daire Başkanlığı görevinde bulunmuş. Sonra Mali Suçları Araştırma Kurulu’nda (MASAK) başkan yardımcılığı koltuğunda oturmuş. Bu dönemde kara para ile bir hayli mücadele eden Başak, ardından Etibank’ta genel müdür yardımcılığı yapmış. Ramazan Başak, halen Şeker Factoring Genel Müdürü olarak görev yapıyor. Kısa bir süre önce kara para ile ilgili kitabı büyük yankı uyandıran Ramazan Başak, tefecelik, factoring, kayıt dışı ekonomi ve kara para ile ilgili Star’ın sorularını yanıtladı. İşte Türkiye’nin kara para ekonomisindeki hal-i pür melali.

Kamuoyunda factoring işlemi ile tefecilik genellikle aynı anlamda kullanılıyor. İnsanlar niye böyle düşünüyor? Factoring gerçekten tefecilik midir?

Factoring, kesinlikle tefecilik değildir. Ama bu konuda toplum yeterince bilinçlendirilmediği için ve devletin denetimi de maalesef fazla etkin olmadığı için yanlış bir kanı var. Factoring, en genel anlatımıyla, gerçek bir mal satışından veya hizmet sağlanmasından doğmuş bir alacağın teminat alınması karşılığı kısa vadeli finansmandır. Yani bir mal veya hizmet, satacaksınız. Gerçek bir ticari işlem olacak. Bu, faturaya bağlanmış alacak olacak. Mevzuata göre bu alacağı teminat göstererek vadeden önce nakde kavuşma, krediye kavuşma, finansmana kavuşma imkanı sağlıyorsunuz. Bu anlamda bankaların senet karşılığı vermiş olduğu krediden hiç farkı yok.

Kara para farklı

Kamuoyunda kara para ekonomisi ile kayıtdışı ekonomi arasında da bir karışıklık yaşanıyor. Kara para nedir, kayıt dışı nedir?

Bu halk arasında hep karıştırılır. Kara para hemen hemen bütün yasa dışı işlerden elde edilen para, mal ve diğer değerlerdir. Bu her ülkeye göre değişir. Kimi ülkede uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, insan ve kadın ticaretinden sağlanan para kara para olarak algılanır. Kimi ülkede çok daha geniş tanımlar yapılmıştır. Özünde, yasadışı işlerden elde edilen para, mal ve değerlere kara para denir. Kayıt dışında ise elde edilişinde bir yasa dışılık yoktur. Yasal faaliyetlerden elde edilir. Ancak vergi gibi kamusal yüklerden bir takım kamusal yüklerden kurtulmak amacıyla bir takım işlemler gerçekleştirilir. Kayıtlara yansıtılmaz. Küçük gösterilir, olduğundan farklı gösterilir. Dolayısıyla kara para tüm yasadışı işlerden sağlanır.

Kayıt dışı ekonomiyi hangi alanlarda, hangi sektörlerde daha çok görüyoruz?

Kayıt dışı ekonomiyi, bütün sektörlerde az veya çok görürsünüz. Zaten bu, Maliye Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalarda görülüyor. Rakamların yüzde 40’nın, yüzde 50’sinin, hatta yüzde 60’nın kayıt dışı olduğu belirtiliyor.

Çok büyük bir oran. Siz bunu neye bağlıyorsunuz?

Tabii bu kayıt dışı ekonomiyi bazıları genişleme dinamiği olarak da görebiliyor. Yani kayıt dışı ekonomiyi önlemeye çalışırsak bir çok iş kollarını da zora sokarız, ekonomiyi durdururuz, şeklinde görüşler var. Aynı şekilde kara parayla da ilgili yıllarca bu şekilde düşünüldü. Hatırlarsınız, hayali ihracatlar ve bir takım şeylerle kara para ne olursa olsun ülkemize kara para gelsin çünkü bizim ihtiyacımız var denildi. Ben bu görüşlere katılmıyorum. Yıllarca batılı ülkeler kara para konusunda çok toleranslı davrandılar. Ancak, bir noktada kalkınma ve gelişmelerine önemli katkılar sağladıktan sonra bu işlemlerin zararları ortaya çıkmaya başladı. Çünkü, kara para dediğimiz nesne, yasadışı işlerden elde ediliyor. Düşünün o hesap dışı işleri yapan kişileri yakalamazsanız, sorgulamazsanız, önlemezseniz, yasadışı işleri yapan insanlar güç kazanmaya başlayacak. Ülkenin yönetimi de dahil olmak üzere bir çok şeylerde etkin rol oynayacaklardır.

Türkiye’deki mücadele yeterli mi?

‘The Economist’ dergisi, 2020 yılında ABD Başkanı’nı karapara sahiplerinin seçeceğini iddia ediyor ki, The Economist çok ciddi, çok isabetli araştırmaları olan bir dergi. Dolayısıyla bunun ciddiye alınması gerekiyor. Tabii biz, kara paraya geçmişte biraz toleranslı davrandık, işte gelişmemizi tamamlayalım falan diye. Ama sonuçta biz gelişme sağlayamadığımız gibi, kara para sahiplerinin kötü şeylerini görmeye devam ettik. Hala da devam ediyoruz. Ben ciddi anlamda bir mücadelenin de yapıldığını zannetmiyorum.

Kara parayla ilgili bir rakam var mı?

50-60 milyar dolar olduğu söyleniyor Türkiye’de. Dünyada yılda 1,5 trilyon doların üzerinde bir kara para sirkülasyonu olduğu ifade ediliyor. Dolayısıyla kara para ekonomisinin boyutları hem Türkiye’de hem de dünyada giderek artıyor. Ve kara paracılar hergeçen gün biraz daha güçleniyor. O yüzden kara para ile çok etkin bir mücadele yürütülmeli.

Kara paracılar, paralarını aklamak için hangi yöntemleri uyguluyor?

Kara parayı aklamak için çok çeşitli yöntemler var. Yani mantarlama dediğimiz, yasal limitlerin altındaki rakamlara bölerek o parayı transfer etmek, bunlardan biri. Onun dışında riskli sigorta poliçelerini kullanmak da çok yaygın.

Peki kara parayı aklamada size çok ilginç gelen yöntemleri tesbit ettiniz mi hiç?

Mali Suçlar Araştırma Kurulu’nda çalışırken benim çok ilgimi çekmişti. O örneği veririm hep. Bu konuda ne kadar kara paracıların zeki olduğunu, ne kadar çok icatlar sergilediklerini anlatmak bakımından önemli bir örnektir, 900’lü hatlar yoluyla geçmişti elimize o kara para aklanma olayı.

Biraz açar mısınız, 900’lü hatlarla kara para nasıl aklanıyor?

Yıllarca uyuşturucu satıcılığı yapan kişiler, yüksek değerde uyuşturucu satışı yaptıkları kişilerden uyuşturucu bedellerini nakit olarak almıyor. Çünkü nakit olarak alırsa kara paradır ve yakalandığı zaman hapis cezası alacak. 900’lü hatlar kuruyor ve kendisine borcu olan kişilere erotik hatlardan, 900’lü hatlardan konuşma yaparak borçlarını ödemelerini söylüyor ve yıllarca bu devam ediyor. Zaman zaman gündeme gelse de ben hatlardan kazanıyorum şeklinde açıklamalarla geçiştiriyor. Ama tabii bir noktada bunun ticaretten olmadığı, uyuşturucu satımından doğan borçların ödenmesinde bu hatların kullanıldığı ortaya çıkıyor ve yakayı ele veriyor.

Mücadele yetersiz

Sigortacılıkta karapara nasıl aklanıyor?

Sigorta sektöründe var. Bu hayat poliçeleri. Dolayısıyla kara paracılar nasıl kullanabileceklerini bildiği vasıtalardan bu poliçeler karşılığında daha fazla primle daha fazla ödentiyle bu poliçeleri alıyorlar. Örneğin kanserli veya başka ağır hastalıklı kişilerin poliçelerini alıyorlar, kara para aklamada kullanıyorlar. Bir kişi öldüğü zaman kişiden gelen bu şey sigorta poliçe bedelleri yıllar sonra bir sorguya gidildiğinde bu para nereden geldi, bu refah artışı nereden sağlandı diye; işte ben bunu sigorta poliçe bedelinden elde ettim şeklinde bir açıklamayla kaynağının meşru olduğunu şey yapmaya çalışıyor.

Peki sizce kara para ekonomisi nasıl önlenebilir? Kara parayı önlemek için ne yapılmalı?

Bir defa toplumu bilinçlendirmemiz lazım. Şüpheli işlem gruplarının takibi iyi yapılmalı. Tüm dünyada şüpheli işlem grupları belli. Kara para bu şüpheli işlemlerden geçer.

Reel sektörü fonluyoruz

Türkiye’de factoring sektörünün ekonomik boyutları ne kadar? Sektörde ne kadarlık bir para dönüyor?

Geçen sene ekonomide 15 milyar dolarlık bir işlem hacmi oluşmuş. Bir önceki sene bu rakam 10,5-11 milyar dolar seviyesindeydi. Yani Türkiye’de factoring sektörünün olmadığını düşünün; reel sektörü, ekonomiyi kim fonlayacaktı? Dolayısıyla, factoring sistemini desteklemez, güçlendirmezseniz, o fon sahipleri direkt olarak tefecilerin eline düşecek ve kayıt dışının da içine girecek demektir.

Mücadele tek elden olmalı

Türkiye’de kara paracılar için uygulanan cezalar cezalar caydırıcı mı?

Caydırıcı olmanız için bu kara paracıları soruşturmanız, bulmanız, yakalamanız gerekiyor. Burada bir problem var. 6 değişik kurum bu konuda yetkili kılınmış. Yani bir yetki karmaşası var. Bunlar maliye müfettişleri, hesap uzmanları, gelirler kontrolörleri, sermaye piyasası denetçileri artı hazine kontrolörleri. Şimdi, bu kadar değişik denetim biriminin olduğu bir yerde koordinasyon sağlamak zor.

Kaynak: Star


Editör: TE Bilişim