¤  Kedilere yüklenen vefasızlık insanlara yüklenirse felaketler peşpeşine gelir, önünüze düşen afetlere, ölümlere, tahammülsüzlüklere, hırslara hiç ses çıkaramaz hâle getirilirsiniz!
 
¤  Sorumsuzluklara, ilgisizliklere bir ad koymaz, tepki göstermez, insan kimliğinizle ortaya çıkamazsanız, ölüm haberlerine, hastalıklara, cinayetlere, olaylara, zihnen çöküşlere, ilgisizliklere, görev istismarlarına, para aşkının insan sevgisinin önüne geçmesine teşhis koyamazsınız...
 
Üç ay önce Fransa Magnanville’de çalıştığım iş yerinin lokantasının çevresinde birkaç kedi yavrusu ceseti görüldü. Bu ölümlerin dayanakları araştırılırken ana kedinin bir diğer yavrusunu daha, önce ön ayaklarıyla hırpaladığı ve sonunda boğarak öldürdüğü iş yerinde çalışanlar tarafından görüldü. GDO’lu yiyeceklerle beslenen bu hayvanları kendi normal hayatlarının dışına çıkaran, çılgınlaştıran, analık duygusunu imha eden beslenme şekli üzerine hiç araştırma yapan yok. Hayvan haklarını hiçe sayan materyalist zihniyetin, insan haklarına saygı göstermesini bekleyemeyiz. Canlıların düşünce yapısına ve organizmasına kadar giren emperyalistler, Cenab-ı Allah’ın (C.C.) mükemmel eserlerine müdahale ederek, kötülükle, şerle tatmin olma yoluna girmişlerdir.
Paranın kulları, işledikleri insanlık suçlarına ve günahlara hiç aldırış etmeden kötülüklerine kötülük katarak tahribatlarını, yıkımlarını sürdürmektedirler.
 
Hayata ve insanlara bakışları denetlenemeyen toplumlar ya da insanlar sorun fabrikası gibidirler!
 
Sevgili  Dara Turhan’ın 24 Aralık 2011 tarihli Siirt’ten Öte’de yer alan «Yallah şoför, yallah» başlıklı yazısındaki «Batman-Bismil arasında kaza 8 ölü... Dakikalar ilerledikçe bu sayı 25 oldu.» ifadeleriyle açıklanan olayın benzerlerinin yıllarca bir çok ilimizde, kasabamızda tekrarlanması hangi ilim adamımızı, valimizi, bakanlık görevlisini harekete geçirdi? Ölümlerle örtülenlere, bu acıların kaynaklarına inmeyen yetkililere dikkatlerinizi çekiyorum.
Kader dediğiniz zaman, görevlerini ihmal edenleri bir kenara atıp bu felâketlere Allah’ı ortak koşmuş olursunuz.
 
Ülkemizin birçok yerinden Avrupa’ya evlilik nedeniyle veya aile birleştirmesi yoluyla  istekle gelen vatandaşlarımızın bir çoğundan rüşvetle ehliyet aldıklarını duyuruyorum.
 
Bir taraftan beslenme yoluyla, diğer taraftan halkını düşünmeyen çıkarcı, materyalist iktidarlarla ya da onların uzantılarıyla insanlarımıza yüklenen olumsuzlukların boyutlarını tanımlamak oldukça güç... Yozlaştırılan inanç sistemimiz,  yaz boz tahtasına çevrilen eğitimimiz elbette ülkemize ve insanlarımıza içimizi acıtacak sorumsuzluklar taşır.
Denetlenemeyen, dışa bağlı, sürekli bir şekilde insanları suçlayan, Sağlık, Sosyal Güvenlik, İçişleri, Dışişleri, Millî Eğitim ve Adalet Bakanlıklarından, yani bakanlardan sorunları, olayları, kusurları denetlemeleri, aksaklıkları iyileştirmeleri asla beklenemez...
Komşu ülkelerde adalet arayan bakanlar kendi ülkelerinde adaleti sağlayıp sağlayamadıklarını hiç akıllarından geçirmiyorlar.
 
Peygamberimizin (S.A.)  bir milletin seçeceği yöneticilerle - idarecilerle ilgili bir çok sözü var.  Kendi keyfinde, insanlara yardım etme duygusu taşımayan, emanete sahip çıkmayan, materyalist, rüşvet alan kişiler yerine iffetli (dürüst, yalan söylemeyen, rüşvet almayan, merhametli, ölçüyü gözeten), cömert (millet için vaktini, hizmetini, emeğini, bilgisini, devletin parasını esirgemeyen), yasaklanan şeylere duyarlı (adaletli, zulmetmeyen, göreve gelmeden önce parası yokken göreve geldikten sonra servet üzerine servet katma hırsına girmeyen, günahı bilen, kul hakkını gözeten, Allah’tan korkan, Peygâmber’e sevdalı) insanları seçmeliyiz... Aksi halde o ülkenin batması söz konusu olur.
Millet kendisine milletvekili yani temsilci seçerken «benim altımı oy, sıkıntılarımı katmerleştir, kendi maaşının kat kat artırılması için fır dön, bizi düşünme, yollarımızı, olaylarımızı umursama, kul haklarını hiçe say, fosur fosur uyu, havanı at, seçimden seçime halka yaklaş, ilimsel, bilimsel cinayetleri, olayları trafik kazalarının irdelenmesine çalışma, demiyor... Bize hizmet et, sıkıntılarımızı gider, sorunlarımıza çare bul, çocuklarımızın eğitimine, öğretmenlerimizin atanmasına, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesine, ürünlerimizin değerlendirilmesine çalış... Fabrika aç, bizi iş sahibi yap, geleceğimizi aydınlat! Emperyalist ülkelerden talimat alarak gıdalarımıza (GDO’lu, virüslü, hormonlu yiyeceklerle) müdahale edilmesine, yandaş, Soros’çu, emperyalist güdümlü gazete ve televizyonlarla beyinlerimizin yıkanmasına engel ol, demek için oy veriyor.
 
Her konunun, her olayın mutlaka bir dayanağı var... Sorunlu bir şoför, aç bir öğretmen, baskı altındaki bir memur, partizan bir din adamı, iftiraya uğrayan bir subay, aşağılan veya aç bırakılan bir insan hakkıyla görevini yapamaz, sorun üretir, suça sebep olur.
Birey olarak kendimizi düzeltirsek, seçtiğimiz insanları da süzgeçlememiz zor olmaz. Kötüyü, iyiyi ayırt etmek eğitimle gerçekleşir...
Ülkemizin bugünkü görüntüsüyle, yaşanılanlarla seçimle üst üste hataların yapıldığı belgelenmektedir.
İmam-ı Rabbanî : «Hata yapmak insanî, hatada ısrar ise şeytanîdir» demektedir.
 
Paris, 25.12.2011