Eğitim Sen Niğde İl Temsilcisi Göksel Rıza Özkan , 8 yıllık Akp iktidarını Öğretmenler ve Eğitim açısından değerlendirdi.
 
Çözüm Öğretmenle başlar
 
 
         Son sekiz yılda Öğretmenlik mesleğinin standartları düşürülmüş, nitelikli öğretmen yetiştirme politikaları terk edilmiştir.Son sekiz yılda meslektaşlarım, sık sık değişen eğitim politikalarının ve siyasi iktidarlın tasarruflarının mağduru olmuştur.
         Türkiye deki tüm öğretmenler, OECD ülkeleri içerisinde en çok çalışan ve en düşük maaş alan Statüsüne AKP İktidarının sekiz yıllık ekonomik tedbirleri sonucu kavuşmuştur.
Meslektaşlarımın bugünkü maaşlarıyla kendilerini yetiştirmeleri ve geliştirmeleri bir tarafa kendinin ve aile bireylerinin karınlarını bile zor doyurur durumdadırlar.
          Son sekiz yılda öğretmenlerin yarıdan fazlası geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalmış, bu süreç yangınlaşarak toplum nezlinde kabul görmüş hatta “öğretmene ikinci iş izni” adı altında AKP Hükümeti yasa çıkaracağını “kıvançla” kamuoyuyla paylaşma fütursuzluğunu dahi gösterebilmiştir.
          Yine son sekiz yılda öğretmen açıkları gün geçtikçe artmasına rağmen,açıkta duran 350 bin işsiz öğretmen hala atama beklemektedir; Atanamayan öğretmen gerçeği AKP sayesinde kangrene dönüştürülüp çalışanların üzerinde de baskılama aracı olarak kullanılmak isteniyor.İlgili ilgisiz tüm AKP’li bakanlar “beğenmediğiniz,geçinemiyoruz dediğiniz maaşlarınıza can atarak 3 atanamayan öğretmen çalıştıra biliriz” demekle tamda bu baskılamayı yaratma sürecini örmek istiyorlar.
           Son Sekiz Yıldır yaşanan öğretmen açıkları sözleşmeli ve ücretli öğretmenler eliyle kapatılmak istenmekte, eğitimde kadrolu çalıştırma politikasından adım, adım vazgeçilmektedir; Bunun bir sonucu olarak eğitimde benimsenen esnek çalışma uygulamaları aynı işi yapan farklı statülerde öğretmen istihdamını gündeme getirmiş, kariyer basamakları uygulaması ile de öğretmenlerin sınıflandırılması, eğitimin niteliğini olumsuz etkilemiştir;
Eğitimde güvencesiz istihdam son sekiz yılda belirgin bir şekilde artmış, ücretli öğretmenler saati 6 TL’den ayda 720 TL’ye istihdam edilmeye başlanmıştır; Daha da vahimi bu ücretli meslektaşlarım kendi sosyal güvenlik pirimlerini de kendileri ödeme zorunluluğu altında çalıştırılmasıdır.
            Son sekiz yıldır tüm lafazan söylemlere rağmen gerçekte eğitime bütçeden yeterli pay ayrılmamasının ve eğitimin gün geçtikçe paralı hale getirilmesinin bir sonucu olarak öğretmenler “katkı payı” toplayan birer “tahsildar” durumuna düşürülmüştür;
            Yine AKP’nin “üç çocuk yapın” söylemine denk gelecek şekilde sekiz yıllık nüfus artışlarının bir yansıması olarak okuma yazma çağındaki genç nüfusun da artması sınıf mevcutlarının fazla oluşu gerçekliğiyle karşı karşıya bırakmış ve bu da eğitim–öğretimin niteliğinin düşmesini, öğretmenlerin ise mesleklerini sağlıklı bir şekilde yapmalarını engellemiştir.
               Yine son sekiz yılda Öğretmenlerin iş yükünün fazlalaşması ve çalışma ortamından kaynaklı olarak meslek hastalıklarında artış söz konusudur Öğretmenler arasında diyabet, böbrek yetmezliği ve ortopedik rahatsızlıklar sekiz yıl öncesine göre kat ve kat artış göstermekte olup, bilim insanlarının araştırma konusu olagelmiştir.
               Son sekiz yılda AKP’nin “demokrasi” anlayışına denk gelecek şekilde demokratik haklarını kullandıkları ve sendikal çalışmalara katıldıkları için her yıl bir önceki yılı geçecek sayıda öğretmen soruşturma geçirmekte, cezalandırılmakta ya da sürgün edilmektedir;
               Yine bu sekiz yılda çalışanların çocukları için kreş hakkı verilmediği gibi, hala doğum izinlerimiz de evrensel standartların çok altındadır;
Meslektaşlarım kendilerinin “rahat ve huzuru” için yapılan öğretmen evlerinden yeterince yararlanamayıp, yararlandığı yerlerde ise yüksek ücret ödemeye mahkûm ediliyorlar.
                Meslektaşlarımın büyük bir bölüğünü oluşturan branşları sınıf öğretmeni olan öğretmenlerden kesilen paralarla kurulan İLKSAN amacına uygun hizmet vermemekte olduğu orta yerdeyken sekiz yıldır lav edilmemesinin siyasi iktidarın kendilerinden öncekiler gibi İLKSAN’ ı “arpalık” görme hâkim zihniyetinin uygulayıcısı olduğu bilinmelidir.
          Meslektaşlarımın ulaşım ve barınma sorunları son sekiz yılda katlanarak devam etmiş olup yarıdan fazlası kiracı konumundadır. Gelirlerinin ortalama üçte birini barınma gideri olarak ayırmak zorunda bırakılmışlardır.
          Son sekiz yılda öğretmenlerin çeşitli ödenekleri (ek ders, yolluk, sağlık giderleri vb.) zamanında ödenmeyip, her yıl artan oranda keyfiliklerle karşı karşıya kalınmaktadır.
          Kısa başlıklarla belirttiğim AKP “icraatları” öğretmeni yok sayarak devam etmektedir. Mesleki ve ekonomik sorunlarımızın aşılması ve daha demokratik ülkede yaşamak için tüm eğitim emekçilerini sendikam Eğitim Sen de örgütlenmeye çağırır “ çözümün kendimizde” olduğunu hatırlatırım.
 
Editör: TE Bilişim