Amerikan ve İngiliz basınında, Türkiye’nin, olimpiyatları, Suriye’deki krizin Türkiye’ye olumsuz yansımaları ve Taksim protestoları sırasında Tayyip Erdoğan’ın sert bir politika uygulaması, ayrıca Türk sporcuların son dönemde yoğun olarak doping kullandıklarının anlaşılması yüzünden kaybettiği yorumları yapılıyor.
Hatta New York Times, “Olimpiyat Komitesi’nin bazı delegeleri, Türkiye’nin siyasi durumunun yedi yıl sonra ne olacağını tahmin etmeye çalışırken isteksizlik yansıtmışlardı”diye bir ifade kullandı.
Bu yaklaşımlar için “yanlış” denilemez. Fakat daha yeni bir nükleer felaket yaşamış Japonya’nın, önümüzdeki on yıl içinde, insan ve sporcu sağlığı açısından, olimpiyatlar için tercih edilecek“güvenilir” bir ülke olmadığı da meydanda…
Yedi yıl sonra, Japonya’nın veya ABD’nin güvenilir bir ülke olacağını kim garanti edebilir?
O halde gerçek sebep nedir biz ona bakalım…
***
Ramazan Bayraktar soruyor; “Büyük Orta Doğu Projesi gerçekleşmeden, yani misyon tamamlanmadan önce,
olimpiyatı almak mümkün müdür sizce?”
Bu soruya cevap vermeden önce, Abdüllatif Şener’in İran’ın Fars ajansına verdiği demece bakalım. Şener diyor ki “Erdoğan hükümeti, El Kaide’ye bağlı terörist grup El Nusra Cephesi’ne büyük miktarda ağır silah gönderdi ve bu, ABD’nin bile El Nusra’yı terör listesine aldığı bir dönemde yapıldı…”
Şimdi olimpiyat delegelerinin yerine kendimizi koyalım. Siz herhangi bir ülke adına delege olsanız, polisinin göstericileri gaz bombası mermisi veya tekme ile öldürdüğü ve hükümetinin bir terör örgütüne silâh verdiği bilinen bir ülkeye olimpiyat verir miydiniz?
***
Bu soruyu cevaplandırdıktan sonra, gelelim asıl soruya…
Evet sadece ekonomi ve siyaset değil, dünyadaki spor faaliyetleri de büyük ölçüde Batı dediğimiz koalisyonun kontrolü altındadır.
Meselâ Trabzonspor’a Avrupa kupalarında her defasında Kıbrıs Rum Kesimi’nden bir takımın çıkması tesadüf değildir.
Yine Ermenistan sınırının açılması baskılarının yapıldığı bir zamanda Türkiye ile Ermenistan’ın aynı gruba düşmesi bir tesadüf değildir.
Dolayısıyla bu kadar ince ayrıntılarla bile ilgilenen koalisyonun, olimpiyatlar gibi bütün dünyanın odak noktası olan bir büyük faaliyeti, zaten üzerinde operasyon yapmakta olduğu bir ülkeye vermesi mümkün değildir.
Büyük Orta Doğu Projesi tamamlanırsa, ortada Türkiye diye bir ülke kalmaz. Küçük devletlere bölünmüş Orta Doğu coğrafyasının, İstanbul veya Kudüs merkezli, Orta Doğu Birleşik Devletleri olarak tasarlandığı biliniyor. Böyle bir devlet kurulabilirse, elbette olimpiyatları İstanbul’a veya Kudüs’e verebilirler.
Fakat bütün bu plan ve projelere rağmen Türklerin içinden geçen de Mehmet Ali Bulut’un yıllar önce yazdığı gibi “Ankara merkezli bir Türk imparatorluğu” dur. Bulut’a göre, Müştak Baba, böyle bir imparatorluğu, Ankara’nın başkent olmasından yüz yıl önce öngörmüştür…
İşte bu misyon gerçekleşirse, olimpiyatların Ankara’da yapılması söz konusu olabilir.
***
Bugün için Türkiye’de, doping bir tarafa, üniversite, polis, öğretmen ve memur sınavlarında sahtekârlık, gaz bombası veya tekme ile adam öldürmek, sahte ve sanal delillerle, gizli tanıklarla, gizli tanığın gerçek kimliği ile tanıklık yaparak, yani kanuna ve hukuka karşı hile yapıp iftira atarak insanları müebbed hapse mahkum ettirmek, teröristleri tanık, komutanları sanık yapmak, katilleri tahliye ederek, kahramanları tutuklamak, gazeteleri ele geçirerek gazetecileri işsiz bırakmak ve teröristleri eğitip silâhlandırarak komşulara saldırtmak gibi dallar üzerinden olimpiyat düzenlenebilir.
Bütün dallarda gübreden madalyaları da hak edenler toplar herhalde…