Din (İslâm), Allah’ın insanlara Adem A.S.’la başlayıp, son nebi Muhammet A.S.’la duyurduğu kurtuluş ilkelerini ihtiva eder. İslâm’ın kitabı olan Kur’an, kurtuluş ve huzurunu arayan insanoğlunun teh rehberlik ilkeleridir. Bu ilkeler Muhammet A.S.’da son şeklini almış olup, son saate (kıyamet) kadar yürürlükte olup, onun bize bildirdiği şekilde Ahiret Alemi gerçekleşecektir.
“...Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim...” Mâide 5/3
“Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.” Zuhrûf 43/44
            Bunca ayete rağmen Allah’ın dini adına, tarihi sürecte (genel yapı olarak) Allah’ın dinine paralel bir din oluşmuş ve insanların çoğunluğu bunun farkında bile değil. Ama kendilerini doğru yol üzerinde zannediyorlar.
“Allah, bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık lâyık oldu. Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlardı.” A’râf 7/30
“Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar.” Zuhrûf 43/37
Bu yapı iblisin çığırını açtığı bir yapı olup insanların çoğunluğu bu tuzağa düşerek iblisi bile geride bırakabiliyor (“Cinlerden de insanlardan da olur o!" Nâs 114/6) . Araç kullanan bir sürücünün kendisini (aracını) kontral altında tutması gibi,  kendimizi sık sık Kur’an’la kontrol etmemiz gerekiyor. En küçük bir ihmal ve davranış acı sonla bitebilir. Kim din adına Kur’an’dan konuşuyor ve Kur’an’dan ve elçisinden/rasulünden delilini gösteriyorsa bu doğrudur. Kim de “her şey Kur’an’da yok, elçisinin hayatında da yok böyle şeyler” diyorsa, bu dini değildir ve din olarak Allah katında hiçbir geçerliliği yoktur.  Onun için “din adına” konuşuyor iken dikkatli olunması ve Kur’an’la konunun delillendirilmesi gerekiyor.
“Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız?” Bakara 2/44
“İblis, bana, tekrar dirilecekleri, kalkacakları güne kadar mühlet ver dedi.” A’râf 7/14
“Sen süre verilenlerdensin” dedi. A’râf 7/15
(İblis) Dedi ki: “Beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” A’râf 7/16
“Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükredenler bulamayacaksın.” A’râf 7/17
“(Allah) Dedi: "Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak ordan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım."  A’râf 7/18
 “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.” Âl-i İmran 3/105
“O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara, “İmanınızdan sonra inkâr ettiniz, öyle mi? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın” denilir.” 3/106
“Yüzleri ağaranlar ise Allah’ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.” 3/107
“İşte bunlar Allah’ın, sana hak olarak okuduğumuz âyetleridir. Allah, âlemlere hiç zulüm etmek istemez.” 3/108
“Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Bütün işler ancak Allah’a döndürülür.” 3/109
“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir” 3/110.
Din (İslâm) Konusunda İnsanın Allah’la Aldatılması
“Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın aldatıcılarda , Allah ile sizi aldatmasın.” Fâtır 35/5
“Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamayacağı, hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar sağlayamayacağı günden korkun! Şüphesiz Allah’ın va’di gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcılar da Allah ile sizi aldatmasın.” Lukman 31/33
Kur’an da bize örnek gösterilen “ehl-i kitabın” durumu, dikkatimizden kaçmamalı,  din konusunda bir delile dayanmadan fikir beyan edilmemeli ve Allah’ın vahyine sımsıkı tutunmalıyız.
 “Öyle ise sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen doğru bir yol üzeresin” Zuhrûf 43/43.
Din (İslâm) Allah’ın vahyi olup insan için yeterli ve gerekli bilgiyi sunmuş olup, din adına hiçbir yapıyı (ruhbanlık) bırakmamıştır. Biz müslümanlar dinimizi önce kendimiz doğru anlamak ve kavramak, diğer insanlara da Allah’ın bu vahyini ulaştırmaktır. Bunun karşılığını da sadece Allah’tan beklemektir. Dini (İslâm’ı) öğreten eğitim kurumlarımızda en evvel “Kur’an”  iyi öğrenilip, iyice tetkik edildikten sonra, yani Kur’an’ iyice anlaşıldıktan sonra bunun üzerine diğer dini ilimler okutulmalıdır. Bu konuda eğitim kurumlarımızda büyük eksiklik vardır. Bu eksiklik acilen giderilmeli, eğitim kurumları dışında insanlarımız dini bilgi arayışına gitmemelidirler.
“Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.” Ankebût 29/51
"De ki, ben Dînimi O’na has kılıcı olarak Allah’a ibadet etmekle emrolundum. Yine, müslümanların evveli/bir numarası olmakla da emrolundum. De ki, eğer Rabbime isyan edersem, büyük günün azabından korkarım. De ki, dînimi O’na has kılıcı olarak ben Allah’a ibadet ederim. Siz de O’nun dışında dilediğinize ibadet edin" Zümer 39/11-15.
 
“Şüphesiz biz o Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah’a has kılarak O’na kulluk et.” Zumer 39/2
“Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.” Beyyine 98/5
“O hâlde, kâfirlerin hoşuna gitmese de, siz dini Allah’a has kılarak O’na dua edin.” Mü’min 44/14
6.03.2014
SAVAŞ ÖREN
KUR’AN EVİ DERNEĞİ BAŞKANI