DİYECEKLER HAFAZAN ALLAH, DELİ SAÇMASI.
Kendilerini ulema görenler Allah ile ilişkileri olmadığı için Allah ile konuşulmayacağını iddia ederler. Yetmez Allah’ın konuşmasını da yasaklamışlardır. Hafazan Allah ben konuşuyorum diyen çıkarsa, ya deli derler ya da sahte peygamber.
Soralım onlara secde 9.uncu ayetinde bahsedilen Allah’ın insana verdiği kalp gözü ve kalp kulağı süs mü? Allah laf olsun diye vermiş derseniz bu biraz saflık olur değil mi?
32 / SECDE – 9.Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.
Hâlbuki Allah insanlar ile vahy yoluyla konuşacağını söylüyor. Allah böyle karar vermiş. Ama din bezirgânlarının: Kör, sağır ve aynı zamanda da akıl edemedikleri için, böyle bir şeyin olmasının mümkün olmadığını. “Şayet Allah konuşsa idi (bu din bezirgânları 7 yaşından beri Kur’an’ı hatmettikleri için) bizimle konuşurdu” diye edaları ve tavırları da eksik değildir.
ALLAH VAHY’E LAYIK OLAN İNSANLARLA VAHY İLE KONUŞU
42 / ŞURA – 51.Ve mâ kâne li beşerin en yukellimehullâhu illâ vahyen ev min verâi hıcâbin ev yursile resûlen fe yûhıye bi iznihî mâ yeşâu, innehu aliyyun hakîm(hakîmun). Allah'ın hiçbir insanla konuşması olmamıştır, illâ vahyile veya perde arkasından veya dilediğine izniyle vahyetsin diye resûl (melek) göndererek. Allah, bilir ve hikmet sahibidir.
Ne yapalım zorlada kabul ettiremiyoruz doğuları. Ama siz siz olun dininizi Allah’dan vahy alna bir kişiden öğrenin. Öğrenin ki Allahın emri yerine gelsin.
21 / ENBİYA – 7.Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).Ve senden önce, vahyettiğimiz rical (erkekler)den başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.
Evet, zikir ehline ulaşmamız isteniyor. 24 saat Allah’ı zikreden. Bu dostlarımız zikrin ne olduğunu anlamaz, çünkü yapmadıkları bir amel.
Bunların eğitim sistemi böyledir. Senelerdir eğitimleri sonucu ne bir Allah dostu çıkmış islerinden nede Kur’an ile amel eden! Allah’da buyuruyor;
2 / BAKARA – 118.Ve kâlellezîne lâ ya’lemûne lev lâ yukellimunâllâhu ev te’tînâ âyeh(âyetun), kezâlike kâlellezîne min kablihim misle kavlihim, teşâbehet kulûbuhum, kad beyyennal âyâti li kavmin yûkınûn(yûkınûne).
(Gerçeği) bilmeyenler dediler ki: “Allah bizimle konuşsa ya.” veya “Bize de bir âyet gelse ya.” Bunlar gibi bundan öncekiler de onların dediklerine benzer (sözler) söyledi. Onların kalpleri (de ne kadar) birbirine benzer. Âyetlerimizi yakîne ulaşan (üst seviyede hakikati bilip şüpheden kurtulan) bir kavim (topluluk) için beyan etmişizdir (açıklamışızdır).
GELİN DE DİNİNİZİ YAŞAYIN DİN BEZİRGÂNLARI İÇİNDE
ALLAH’A EMANET OLUN
