Sıcak haberle başlayalım.. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “İmralı sürecinde” hükümete kredi açarken “şeffaf olun” çağrısı da yapmıştı. O sırada MİT Müsteşarı Hakan Fidan da Ankara’da toplanan büyükelçilere “topu çevirerek” Öcalan’la görüşmelerini aktarmıştı. Kılıçdaroğlu’nun “bilgilendirin” çağrısı ile birlikte siyasi kulislere, “MİT Müsteşarı Hakan Fidan bilgilendirme için CHP ile MHP’ye gidecek mi” sorusu düşmüştü. Aynı soruyu MİT kaynaklarına sorduk, şu cevabı aldık;
“Hakan Fidan’ın gündeminde siyasi partileri ziyaret edip bilgilendirme yok. Çalışmaları çok yoğun. Bilgilendirme uygun görülürse Hükümet tarafından yapılır.”
Birde şunu öğrendik;
“Süreç çok hızlı ilerliyor”..
Allah’tan hayırlısını(!) dileyip bu kirli oyunun psikolojik operasyon cephesine geçelim. Kısa vadeden; Habur’dan bakalım sürece..
Güya, Habur açılımı fiyaskoyla sonuçlanmıştı.
Hayır!.. Öyle olmamış. Tam manası ile Hükümet Habur sürecinden zaferle(!) çıkmış. Sürecin baş kahramanı Beşir Atalay’ı çok eleştirmiştik. Özür dileyip, tebrik etmemiz lazım!.. Ne demiş atalarımız; “Bükemediğin eli öpeceksin” .. Biz istemesek de adamlar nasıl olsa öptürecekler!..
PKK’lı teröristler zafer otobüsünün üstünde selamlama yaparken çok hiddetlenmiştik. Esip savurmuştuk. Sanmıştık ki; biz kızınca, bir de PKK ve sivil uzantıları “kazık atınca” Hükümet “başarısız” oldu.
Hatırlayın!.. O zamanlar da PKK’lılara af çıkarılması ile ilgili tartışmaları sündürüp durmuştuk. Habur süreci çökünce “teröristle af çıkmaz” diye avunmuştuk.
Sonra ne olmuştu?..
Bir “şerefsiz” polemiği servise sürülmüştü. “Terör örgütü ile masaya oturuldu mu oturulmadı mı” tartışmaları yaşanmıştı. Servis edilen kayıkçı kavgasının adının “Oslo süreci” olacağından bir haberdik.
Aaa! Günün birinde ne
görüverdik?..
Hükümet ile terör örgütünün Oslo’daki pazarlıkları basına sızıvermiş.
Allah Allah!..
Tatlı su sazanı gibi hep beraber takıldık oltaya. Günlerce tartıştık; “kim sızdırdı bu görüşmeleri” diye.
Görüştürenlere, görüşenlere, sızdıranlara ne oldu?
Onca yapılan en ağır eleştiriler nereye gitti?..
Bilmeem!..
Habur’dan bu yana nelere alıştırıldığımızın, neleri kabullendiğimizin, artık bir zamanlar rüyamızda bile görsek hiç inanamayacağımız şeylerin nasıl olağan hale getirildiğinin hiç farkına varamadık.
Danışıklı dövüşün, kayıkçı kavgalarının usta birer seyircisiydik nasıl olsa..
Oslo metinlerinin en ince tahlillerini yaparken bir sonraki hamleyi hiç göremedik. Oslo metinlerini, sızdırılma dümeni ile bize güzelce hazmettirdiler.
Tiyatro devam etti..
Hani Oslo süreci de çökmüştü?.. AKP tüy dikmişti?..
Aaa!.. Günün birinde baktık ki; “Muhteşem” Başbakanımız Oslo sürecini İmralı’ya taşımış. Bunu da gururla ilan ediyor. Şerefsizlik suçlamaları yapanlar ortadan toz oluyor. “Muhteşem”e kredi açan açana.
“Muhteşem” öyle çıkışlar yapıyor ki; kimsenin kredisine falan da artık hiç ihtiyacı yok.
Çünkü; psikolojik operasyonlar başarı ile sonuçlanmış. Millet artık ne verirsen onu yer halde..
Olup bitenlerin hepsi olağan, normal ve de yasal!.. Sanki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası caniye değil de Türklere verilmiş gibi.
Aynı kanaldan da devam ediyorlar..
“Muhteşem”, “teröre bulaşana asla af yok” diyor.
“Demek ki; teröristlere büyük bir af gelecek” diyeceğim ama beni hainlikle suçlarsınız diye korkumdan demeyeceğim.
Sinirlenmezseniz bir hatırlatmada daha bulunacağım.
Hani şu çöken(!) Habur süreci var ya!.. Orada teröristlerin, hakimlerimiz tarafından kaleme alınan ifadeleri ile nasıl serbest bırakıldığını kuzu kuzu içimize sindirmiştik. 4’üncü yargı paketi kapsamında “teröre bulaşmayan KCK’lılara” af getirilecekmiş. Bunların elinde terörmetre var. Tutuyorlar adamın üstüne, teröre bulaşmış ise dıııt diye ötüyor alet. Zaten bunların hepsi gitarcı çocuklar. Dağa da piknik yapmaya çıkmışlardı. Affeden değil affetmeyen şerefsizdir!..
Habur.. Oslo.. İmralı..
Hiç biri çökmemiş.. Hepsi birbirinin devamı. Usta bir gerginlik stratejisi izleyerek, kaldırım taşlarını döşediler. Döve döve bizlere terörü, katili, caniyi kabul ettirdiler. Vatan topraklarımızı kuzu kuzu teslim ediyoruz.
Başarısız oldukları tek bir süreç yok. Maalesef kendimizi kandırmışız.
Bundan sonra da tüpten çıkan diş macununu tekrar içine sokmaya çalışmayın. Başaramazsınız!..