Seçime iki gün kaldı. Koca kampanya döneminde ekranlarda partilerin sözcülerini bir arada göremedik (Bir iki istisna dışında). Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde rakip partiler kamuoyunun önüne birlikte çıkarak tartışır, kendilerini anlatır.

Böylelikle seçmenler de partiler arasındaki farkları yakından izleme şansına sahip olarak karar verme aşamasında daha özgür hareket edebilir.

Ancak “ileri demokrasi” uygulandığı söylenen ülkemizde iktidar partisi bu tür tartışmalardan kaçtı.

Tayyip Erdoğan, katıldığı ilk seçim öncesinde rakip parti liderlerini ekranlara çağırıyordu. Nitekim 2002 seçiminden önce CHP lideri Deniz Baykal’la karşı karşıya gelmiş, kamuoyunun önünde tartışmıştı.

Demek ki iktidar olunca işler değişiyor. Muhalefetteyken rakipleri sürekli mindere çağıranlar iktidar koltuğunu kaptıkları an başka bir havaya bürünüyor.

Turgut Özal da ilk seçildiği yıl olan 1983’te hiç korkmadan çekinmeden diğer iki partinin lideriyle aynı anda ekrana çıkmıştı. O açık oturum Turgut Özal’a iktidar kapısını açmıştı. Çünkü hâli, tavrı, sözleri, projeleri ve sempatikliği ile diğer iki lideri geride bırakmayı başarmış ve bunun karşılığını sandıkta almıştı.

Ancak, ekranın sihrini bilen Özal, seçildikten sonra asla rakipleriyle bir araya gelmedi. Tam tersine, rakiplerini “ikinci sınıf” olarak niteledi ve ekran tekliflerini hep reddetti.

Şimdi Tayyip Erdoğan CHP ve MHP liderleriyle aynı anda ekranda olmak istemedi. Rakiplerini küçümseyerek “Ben başbakanım, herkesle ekrana çıkamam” dedi.

Erdoğan bununla da yetinmedi, partisinden hiç kimsenin rakiplerle ekrana çıkmasına da izin vermedi. “Eğer ekrana çıkacaksanız tek başınıza çıkacaksınız, CHP ve MHP’lilerle birlikte çıkmak yasak” dedi.

AKP’lilerin ekrandan kaçmalarına cevabı isterse halk verir seçimlerde ama bunun bir de bizim sektörümüzle ilgisi var ki can yakıyor.

Çünkü RTÜK iktidar partisinin ekrandan kaçmasına hiç aldırmayarak kanallara “tarafsız yayın yapmaları” konusunda uyarılarda bulunuyor.

Örneğin SKY TV’ye bu nedenle ceza geldi. Demişler ki “Hep aynı partilerin mensuplarını çıkarıyorsunuz tartışmalara.” Aynı şekilde Ulusal Kanal’a da “AKP’lileri ekrana çıkarmadığı için” seçime üç gün kala en izlenen saatte ceza verildi. Ulusal Kanal 20.00-23.30 arasında RTÜK’ten gelen belgeselleri yayınlıyor siyaset programları yerine.

*****

Sunucu arkadaşlarımız da zora giriyor

AKP’liler muhalefetle ekranlara çıkmaktan kaçındıkları için haber kanalları da zorunlu olarak hatta belki de “korkudan” iktidar temsilcilerini tek başlarına davet ettiler kampanya boyunca.

Ancak bu durumda da sunucu arkadaşlarımız çok zora girdi. Çünkü AKP sözcüleri genellikle soru ne olursa olsun kendi yaptıklarını, aynı “İcraatın içinden”deki gibi anlattılar.
Sunucu arkadaşlarımız çoğu kez, konuşmacının sözlerini kesip araya giremiyor. Girse de icraatlarla ilgili ters soru soramıyorlar. Öyle yaptıklarında sanki tartışıyormuş gibi bir hava doğuyor. Bu da ilkesel olarak yanlış.
Böylelikle iktidar temsilcileriyle “teke tek” yapılan konuşmalar tatsız tuzsuz oluyor.

Tamam, horoz dövüşü olsun demiyorum ama, icraatın içinden yapan siyasetçilere karşı “bu öyle değil” denemediği için görüntü de hiç hoş olmuyor.

*****

Evren ve arkadaşları kimin çocukları

Önce 12 Eylül’ün lideri Kenan Evren’in dün de aynı dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’nın “şüpheli” sıfatıyla ifadeleri alındı.

Savcılar aldıkları cevaplar doğrultusunda dava açacaklar mı, henüz bilemiyoruz.

Verilen bilgilere göre savcılar dönemin darbeci komutanlarına 12 Eylül ve öncesiyle ilgili sorular sormuşlar.

12 Eylül’ün önünü arkasını mutlaka sorgulamalı, hesabını da mutlaka sormalıyız.

Ancak burada bana çok önemli gibi gelen bir detay üzerinde fazla durulmuyor.

Generaller darbeyi yaptıklarında bunu ilk öğrenen Amerika olmuştu. Kısa bir süre önce ölen Paul Henze haberi dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter’a izlediği bir gösteri sırasında “Bizim çocuklar başardı” diye duyurmuştu darbeyi.
“Acaba?” diyorum savcılar Henze’nin tarihe geçen bu sözlerini de hatırlatıp “Siz kimin çocuklarıydınız?” sorusunu da sordular mı?

*****

Yarın CNN Türk’te Melih Gökçek’leyim

CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge’de yarın akşam Melih Gökçek’le birlikte olacağım. Aslında program çarşamba gecesi yapılacaktı. Ancak Başbakan Erdoğan da aynı gece CNN Türk’e çıkmak isteyince bizimki iki gün ertelendi.
Gökçek’i biliyorsunuz, çok sıkı polemikçi ve inatçı. Son siyasi gelişmeleri bu koşullar altında tartışmaya çalışacağım. Merak edenlere duyurmak istedim.

*****


Umarız sandıktan bir sürpriz çıkacaksa, bu sürpriz, “sandıktan mükerrer oy çıkmaması” olur! (Gani Yıldız)