Hep aynısı oldu; 
Afganistan’da helikopterimiz düştü, Akdeniz’de savaş uçağımız düşürüldü,
Her kafadan bir ses çıktı. İddialar havalarda uçuştu. Yetkililer soruşturup inceliyorlardı. Hala soruşturup, incelemedeler.
Gerçeği öğrenebileniniz var mı?
Ve şimdi de Afyon’da cephanelik patlaması;
Tam bir dezenformasyon savaşına döndü. Yine her kafadan bir ses çıkıyor.
Milleti acı ile uyuşturdular. Ortadaki, siyasilerden ve bazı yetkililerden kaynaklanan yüksek derecedeki sinir bozukluğu haline kimse müdahale edemiyor ve hatta tepki bile göstermiyor.
Yine aynı soru havada asılı duruyor;
 “Kaza mı?”, “Sabotaj mı?”..
Yüksek dozda acı ile uyuşturulan milletin gözünün önünden gerçekler ustaca kaçırılıyor. Kavga ediyor gibi yapıyorlar ama taraflar kendilerine biçilen rolleri ustaca oynuyorlar.
Afyon’daki patlama ile ilgili;
Büyük acının taa başından beri hep “Susurluk’tan Afyonkarahisar’a nakli yapılan mühimmat” tan bahsedilip duruluyor. Kimse de “Susurluk’taki mühimmat ta neyin nesiymiş?” , “Bu kadar büyük cephaneliğin orada ne işi varmış ve de neden Afyon’a taşınıyormuş?” sorularının üzerinde durmuyor.
Meşhur ayranını unuttuğumuz Susurluk yine gündeme geldi ama bazıları burada “Çatlı” ismini bulamadığından herhalde işin üstüne gitmiyor. 
Asker kökenli dostlarımızla konuştuk. Susurluk’taki cephanelik taşınmasını gerektiren ve niye ihtiyaç duyulduğu durum ile ilgili bilgilerinin olup olmadığını sorduk.
 “Susurluktaki cephanelik Türkiye’nin gayri nizami savaş için kurulmuş cephaneliklerinden biridir. Diğer gayri nizami savaş cephaneliklerindeki duruma da bakmak lazım. Bu durum Seferberlik Tetkik Kurulu’nun yapısı ile ilgili de olabilir. AKP Hükümetinin Seferberlik Tetkik Kurulu üzerindeki operasyonları ve buranın lağv edilmesi ile ilgili gayretleri ortada” dediler.
Bu sözleri duyunca, filmi, kafamda kozmik odası baskınına kadar başa sarmak zorunda kaldım. 
Seferberlik Tetkik Kurulu; gayri nizami harbi örgütlemekle görevli. Hal böyle olunca ortaya şu ana soru çıkıyor;
Acaba Türkiye’nin üzerindeki işgal tehdidi tamamen ortadan kalktı da bizim mi haberimiz yok?
Gayri nizami harp cephaneliklerimiz sıfırlanıyor mu?
Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kapısına kilit mi vurulacak?
Gelelim dünkü bazı yazılı medya organlarında çıkan, “patlamanın nedeni belli oldu” haberlerine. Aynı “Ergenekon” belgelerinde olduğu gibi. Tek bir yazı makinesinden çıkmış. En şaşırtıcı olanı ise Emniyet uzmanlarının raporu olması. Askeri uzmanların sonuçlandıramadığı raporu her ne hikmetse emniyet uzmanları bitirmiş. Fatura “ihmal” üzerinden askere çıkarılmış.
Dört askeri yetkili de görevden alındı. Makinist formülü yine devrede!..
Afyon’daki patlamanın “sabotaj mı” ihtimali ile akla hep terör örgütü PKK geliyordu. 
Şimdi soruyorum;
* Terör örgütü, bu kadar gizli bir faaliyet karşısında son derece ustalık isteyen bir planı yapacak kadar yetenekli mi?
* Bu sevkiyatları ABD’den başka iyi bilecek ve takip edebilecek başka bir güç var mı?
* Sanki öncekiler pasif davranıyorlarmış gibi Yüksek Askeri Şura toplantısından sonra “tecrübeli komutanlar terör bölgesinde görev yapacak” numarasıyla komuta kademesinde ve görev yerlerinde niye oynandı?
* Suriye ile savaşa girip ABD maşası olmak istemeyen komutanların TSK içindeki direnci mi kırılmak istendi?
* Afyon patlaması ABD isteklerine biat etmeyen TSK’ya son uyarı mıydı?
Tekrar altını çizeyim;
En azından, kozmik oda baskınından bu yana olup bitenleri tekrar gözden geçirin. Oradan hemen yakın geçmiş günlere gelin. Afganistan’da düşen helikopterimizin, Akdeniz’de düşen savaş uçağımızın ve Afyon’daki büyük patlamanın gerçek nedenleri ortaya çıkmadan yüksek dozda acı ile uyuşturulma devam edecek.