Aslıda idarecilik, “ateşten gömlektir.”  Bu konuda herkesi mutlu etmek kolay değil.
Ayet-i kerimede “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında adaletle hükmetmenizi emrediyor ve öğüt veriyor[1] buyurmaktadır
Peygamberimizin (s.a.s) hayatı, insanlık için de en güzel örnektir.
Peygamberimiz (s.a.s); hırsızlık yapan ama soylu bir aileden olduğu için affedilmek üzere kendisine getirilen bir kadınla ilgi olarak; “Vallahi Muhammed'in kızı Fatıma da aynı işi yapsa elini keserdim” [2] buyurmuşlardır.
Aslında yöneticiler; “sorunları göremedim” mazeretinin arkasına sığınamaz. Adalet elbette ki sadece yöneticiler değil, herke geçerlidir.
Adil yönetici,  kul hakkı, yetim malı yemez ve yedirmez, vakıf malına el sürdürmez.
Adil yönetici; gurur ve kibirden uzak durmalı, ayrımcı değil, birleştirici olmalı.
Adil yönetici; milletinin huzur ve refahını düşünmeli, gelenek ve göreneklerine sahip çıkmalı.
 Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye söylemiş olduğu öğüdünde şöyle ifade edilmektedir;
Ey oğul! Bey’sin. Bundan gayrı öfke bize; gönül almak sana.
Suçlamak bize; katlanmak sana. Acizlik bize; hoş görmek sana.
Kem göz, şom ağız bize; bağışlamak sana. Üşengeçlik bize, gayretlendirmek sana.
Bölmek bize, bütünlemek sana. Çatışma, geçimsizlik, anlaşmazlık bize; adalet sana düşer.
Ey oğul! Bey’sin, güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın. Ancak, bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen; öfken ve nefsin bir olup aklını yener.
Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.
Açık sözlü ol, her sözü de üstüne alma. Sevildiğin yere sık gidip gelme.
Ananı, atanı say; bilesin ki, bereket büyüklerle beraberdir.
Oğul! Üç kişiye acı: Cahiller içindeki alime, zengin iken fakir düşene, hatırlı iken itibarını kaybedene.
Şunu da unutma! İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın…
Ey oğul! Yaşça, bilgice senden büyük olabiliriz, ama sen Bey’sin. Biz senin yanında, senin emrindeyiz. Bunu bilesin…
Lakin unutma! Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklı olduğuna inanıyorsan mücadeleden korkma, yılgınlık gösterme.
Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
Yolun uzun, işin çetin, yükün ağırdır. Allah yardımcın olsun”. Diyor[3]
İmam Gazali’ye göre;Dünyada iki şey insanı bozar: birincisi otorite ve iktidar, ikincisi ise dünya malı
Kutadgu Bilig’e göre ise adil devlet adamının özellikleri şöyle beyan edilmektedir;
Adil yönetici; Asil soydan gelmeli. Dürüst ve faziletli sahibi, eli açık olmalı.
Yumuşak huylu, alçak gönüllü, himmet ve hayâ sahibi olmalı. Uyanık olmalı.
Aceleci değil, sabırlı olmalı, Zalim olmamalı. Merhametli ve şefkatli olmalı.
Yalancı olmamalı ve yalandan hoşlanmamalı. Siyasette mahir olmalı. Temiz olmalı.
Hükümdar’ın dili yumuşak, gönlü temiz, kalbi doğru ve nefsine hâkim olmalı. Mağrur, kabadayı ve kibirli olmamalı, gurur insanı doğru yoldan çıkarır.
İşte bu hasletler. Osmanlı imparatorluğunun dünya devletleri arasındaki itibarını arttırmış, gücünü ise bizi biz yapan bu inanç sisteminden almıştır. Ne zaman ki adalet sistemi şahsi çıkarlar uğruna kullanılmaya başlanınca, insanların güven duygusu ortadan kalkmış, bu gidişin sonucu olarak koskoca devletin çöküşüne vesile olmuştur.
Bu günlerde siyaseten yukarda zikredilen konulara daha çok ihtiyacımız vardır. Birliğimize, kardeşliğimize zarar verecek her türlü söylemlerden uzak durmak gerekir


[1] Nisa s.a 58.
[2] (Müttakî, Kenzü\'l-Ummal, 6/12, Müslim)
 
[3] .(Muhammed İbn Abdü Rabbihi, el Ikdü’l-Ferîd, I, 25.)