Sahi nereden çıktı bu açlık grevleri?
Niçin şimdi yürürlükte?
Bazılarınız komplo teorisi diyebilir lakin bendeniz bu açlık grevlerinin Erdoğan’ın başkanlık hedefi kapsamında AKP’nin bilgisi dahilinde olabileceği kanaatindeyim.
Nasıl ve niçin mi?
Türk toplumunu Başkanlık rejimine hazırlamak için!
Evet amaç kitlesel açlık grevleri ile bu sistem için iklim ya da algı inşasıdır.
Peki varılmak istenen hedef mi?
Federasyon ve dolayısı ile Başkanlık rejimi!

Tayyip Erdoğan normal şartlarda hiçbir şekilde Başkan olamayacağını gördü ve şimdi bu kartı oynuyor.
Öyle olmasa CHP ve MHP ile mutabakat olmaksızın TBMM’ye apar-topar verilen Başkanlık teklifi niçin?
Belediyeler Yasası, açlık grevleri ve Başkanlık teklifi!
Bunların art arda gelmesi tesadüf olamaz. MHP kongresinde yapılan Bahçeli kalsın ve ülkücüler kontrol altına alınsın operasyonu da bu projenin bir parçası !
AKP, ama Öcalan’ı muhatap alarak, ama Oslo ve Habur’la, ama Kürtçeyi mahkeme sokarak PKK’nın dayatma ve vuruşmasını ödüllendiriyor ve toplumu örgütle yapılacak pazarlığa hazırlıyor.
Suriye Kürdistan’ının inşasını da bu proje kapsamında değerlendirmek gerekiyor.
Tayyip Erdoğan BOP hedefi bağlamında Kürtleri de içine alacak bir federasyona fiili olarak start vermiş gibi görünüyor.
Ama Erdoğan açlık grevi ile PKK’yı topa tutuyor demeyin sakın, etti de ne oldu gördünü işte. Kürtçeyi mahkemeye sokmadı mı? Yeni bir devlet kurmak davulla- zurnayla, tellal çıkararak olmaz, elbette manipülasyonlar yapacak!!.
Türk milliyetçiliği ile Kürt milliyetçiliği arasındaki farklar
1) Türk Milliyetçiliği Türklüğü ırk olarak tanımlamaz, Kürt milliyetçiliği Kürtlüğü ırk olarak tanımlar.
2) Türk Milliyetçiliği asla şovenizm değildir, Kürt Milliyetçiliği ise tartışmasız kafatasçılıktır!
3) Türk Milliyetçiliği birleştirici-bütünleştiricidir, Kürt Milliyetçiliği ayrıştırıcıdır.
4) Türk Milliyetçiliği tarihin ve şartların bir araya getirdiği her ırk ve inançtaki halkların birlikte yaşamasının ifadesidir, Kürt Milliyetçiliği ise bir ırkın tek başına olma talebidir.
5) Türk Milliyetçiliği anti-emperyalist olmaktır, Kürt Milliyetçiliği ise emperyalizmle yol arkadaşlığı ve onlara figüran olmaktır.
6) Türk Milliyetçiliği, Ne Mutlu Türküm diyene demektir, Kürt Milliyetçiliği ise Ne Mutlu Kürt olana demektir!
7) Türk Milliyetçiliği aynı zamanda halkçılık ve toplumculuktur, Kürt Milliyetçiliği bağnazlık ve dayatmacılıktır.

Hayrünnisa hanımın kaprisi için ayda 49 milyar!
Konu TBMM’de Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken gündeme geldi.
CHP’liler Ahmet Davutoğlu için kiralanan malikanenin aylık kirasının ne kadar olduğunu sordu.
Bakan Davutoğlu kem-küm etti rakamı açıklamadı ama CHP’nin soru önergesine Dışişleri Bakanlığı bürokrasisinden gönderilen yazılı cevapta şu ifadeler var:
“Sayın Davutoğlu için kiralanan mülk için aylık 49 bin (milyar) lira kira ödemesi yapılıyor ve şu ana kadar 1.7 milyon (trilyon) lira kira ödemesi yapılmıştır.”
Önce şunu soralım, Ankara’da bir ev için ayda 49 milyar kira olacak şey midir?
Ve ikinci soru:
Dışişleri Bakanlığı’nın bir konutu yani Bakanlığın bir lojmanı var mıdır?
Vardır.
Peki Davutoğlu niçin o konutta değil de ayda 49 bin ( milyar) kira ile oturuyor?
Hayrünnisa Hanımın kaprisi için!
Ne imiş efendim, Cumhurbaşkanımızın eşleri kocası Dışişleri Bakanı iken kaldığı o konutu çok sevmişti de, onun için boşaltmak istememiş ve Köşkle beraber iki yeri ortak kullanıyormuş!
Hanımefendi Çankaya Köşkü yetmedi mi de bir de Dışişleri Konutunu gasp ediyorsun?
Siz o konuta el koymasaydınız, Davutoğlu için her ay 49 milyar kira ödenmeyecekti!
Gazete ve TV’lere AKP’den atamalar!
Malum gazetecilikte 30 yıla yaklaşıyoruz.
Bunun 20 küsür yıllık bölümü 5 ayrı medya grubunda Ankara Temsilciliği ile geçtiğinden bugünkü medya’da çok sayıda işe alıp yetiştirdiğim isim var.
İşte onların bir bölümü ile yaptığım telefon görüşmelerinden çıkardığım medya raporu şudur:
Merkez Medya’nın abartısız tamamına kritik görev atamaları bizzat AKP Genel Merkezinin tavsiyeleri ile yapılıyor.
Mesela Habertürk grubunun köşe başlarında AKP’nin tavsiye ettiği isimler var.
NTV ise uzun zamandır kendini iktidara göre ayarlıyor ve kadrolaşmasını ona göre yapıyor.
Fox TV, TGRT ve TV 8’de de benzer görüntüler var.
Karamehmet medyası aynı şekilde AKP’den gelen tavsiyeleri geri çevirmiyor.
Demirören grubu ise Metin Münir’in dediği gibi Tayyip Erdoğan kapat desin, yarın Milliyet ile Vatan’a kilit vurur.
Bırakın bunları, uzun süre dış müdahalelere direnen Aydın Doğan bile artık pes etti ve durumdan vazife çıkararak gereğini yapıyor.
Sabah-ATV, Star ve Yenişafak gibi yandaşları hiç yazmıyorum.
Hüküm: Bırakın demokratik ülkelerde, SSCB döneminde Polit Büro bile Pravda’ya karışmazken bugünkü Türk medyasını nasıl tanımlamak gerekiyor onu siz takdir edin!