Gazeteci olarak siyasette ar perdesinin bu kadar yırtıldığı bir döneme hiç şahitlik etmedim.
Türk’e ve Türklüğe en ağır şekilde hakaret ediyorlar.
Bölücülerle, tescilli vatan hainleriyle halay çekiyorlar.
Türk’e ve Türklüğe ait ne varsa parçalayıp lokma lokma yerken timsah gözyaşlarını da sergilemekten hiç kaçınmıyorlar.
Diyarbakır düetinin ardından Türkiye’yi stratejik çukura gömen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Washington temasları kapsamında “düşünce kuruluşu” Brookings Enstitüsü’nde konuşmuş;
“Cumartesi günü Diyarbakır’da çok duygusal bir etkinlik vardı. Yolda otobüste, Şivan (Perver) ile yan yana oturuyordum. Birbirimizi tanıyoruz. Sadece bir bakan olarak değil, bir entelektüel ve Türkiye’nin eşit bir vatandaşı olarak, onu anlıyorum, empati yapıyorum ve onu ülkesinden uzak tutan tüm o yanlış politikalar nedeniyle kendisinden özür diledim. Şimdi bu ülkenin Başbakanı kendisini bizzat karşıladı, konuşmasında kendisinden, (aynı durum nedeniyle) Türkiye’nin dışında ölen Ahmet Kaya ve diğerlerinden bahsetti. O günler geride kaldı.”
Davutoğlu, Şivan Perver’e “ne zaman isterse Türkiye vatandaşlığının kendisine verileceğini” de söylemiş…
Şehit analarına bir kez daha sormak istiyorum;
Kınalı kuzularınızı bu vatana Şivan Perver denen bölücüden özür dilenmesi, bebek katili Abdullah Öcalan’ın af edilmesi, Kürdistan’ın kurulması için mi şehit verdiniz?…
Deliğe süpürülmemek için bölücülere her türlü taklayı atan Recep Erdoğan, Bakanı dilediği özrü ABD’de anlattığına dair haber medyaya düştüğü sırada grup toplantısında milletin gözünün içine baka baka ne diyor;
“Hiç kimse bizden şehitlerimizin ruhunu incitecek bir tavır beklemesin.”
Hakaretin de ötesine geçip ne acıdır ki kafa bulmaya başladılar.
Artık, lafın, sözün bittiği yere geldik.
Bunca olup bitene rağmen bu millet bu zihniyeti tekrar iktidar yaparsa, vatandaşlıktan çıkarılmam için yetkili merci nereyse gidip iki satırlık dilekçe vereceğim.
Şehit kanları ile sulanan vatan parçasının “Türkiye Kürdistanı” olarak ilan edildiği, bebek katili Öcalan’ın özgür dolaştığı, Şivan Perver’in T.C. vatandaşı olduğu bir ülkede yaşamaktansa, ata topraklarına gidip çile doldurup emr-i Hakk’ın vaki olmasını beklerim!..