2012 yılını da tükettik. Kiminde anın farkına vararak, kiminde saatlerin akışını unutarak, kiminde heyecanla, kiminde ağlayarak, kiminde gülerek günleri takvim yaprağından kopardık.

2012’de Komşu ülkelerle oluşan sorunlarla dış ilişkilerin sorunlu idi. Terör, savaş yıl boyu konuşulandı. Akaryakıt, elektrik, doğal gaz gibi fiyatı zamlanan ürünlerde dar gelirli kesimleri zorluklarını katladı. Sonuçta 2013 geldi. 2012 yılı da yaşanan sorunlara rağmen hızla geldi geçti gitti. Çünkü teknoloji ve yaşam o kadar değişime uğradı ki bugün aldığınız bir alet birkaç güne varmadan yenisi ile eskiyor.

 Her alanda dünden farklı bir dünya var artık. Onunda getirdiği sorunlar insan için gelecek adına kaygı verici.

Geçtiğimiz günlerde somon balığının genleri ile oynayıp yeni GDOlu balık üretildi. Bilim bu kadar yediğimizin içinde olunca insan bünyesinin de yapısının gelecekte bu denli sağlıklı kalacağı konusunda şüphem var. GDOlu ürün genetiği oynanmış ürün. Mevcutla yetinmeyip daha çoğunu elde etme arzusu.
Öte yandan baz istasyonları havada dolaşan akımlar kısacası yediğimizden yaşadığımıza el atılan bir süreç sürüyor. Nükleer Santral ülkemizde olmasın dendiğinde bir diğeri çıkıp “komşu ülkeler yaparda biz yapmaz isek ayni risk var üstelik onların o anlamda yarattığı faydanın gerisinde kalıyoruz” diyor.
 O durumda yer sorunu dışında diyecek söz bulamıyorsunuz, çünkü Dünya da küçüldü. Rusya da patlayan bir Nükleer Santralın ülkemize verdiği zarar tartışılmaz. İşin özü; siz ben bu işlerde olmayacağım deseniz de çevrenizdeki sarmal sizi ister, istemez boğma boyutunda gelişiyor.

Havası, doğası, suyu, çevresi kısacası insan için olan her şey insan eli ile tehlikede, Dünyayı yönetenlerden söz ederken birkaç ailenin önemli etkisi vurgulanır.

Olanakları elinde tutan güçler ile sistem devam ediyor 2013 yılında neler olur, onu yaşayıp göreceğiz ama biliyorum ki çevre ve doğa ile ilgili her zarar verenin bir de savunmanı ve çarpıtanı da olacak. Çünkü insan  bireysel fayda sağladığı konulara “ben” düşüncesi ile bakıyor. “Biz” diye bakanların çoğalması sorunları azaltır.

 Birlikte yaşamı güçlendirir ne yazık ki gidiş “ben” üzerinedir. Ne yazarsak, ne söylersek söyleyelim sistemin merkezindekilerin elinde olan direksiyonun yokuş aşağı freni patlamış gittiği gerçeğini değiştirmez ama en azından yakın çevremizi korumamız olası olduğu da bir gerçek.

Karayollarında Kaçış tabelası ile yapılan kurutulma noktaları bir umut sa yine de dünyanın bozulmasının duralamasını dilemekte bir umut.

 YENİ YILLARDA DOĞASI İNSANI ÇEVRESİ İLE DÜNYAYI DÜŞÜNENLERİN ARTMASI DİLEĞİ İLE YENİ YILINIZI KUTLARIM