Bitmiyor, bitmez, bitiremezler, bitirtmezler…
Çünkü “sarı inek” verildi bir kere… El kol bağlı…
Yıllardır yazıyoruz, söylüyoruz; açılım, maçılım hikâye…
Çünkü onların amacı başka…
Toprak istiyorlar…
Hatip’i bahane ettiler, meclise gelmediler, yemin etmediler… Kendi meclislerini Diyarbakır’da topluyorlar. Bakın bir de sözde “demokratik özerklik” ilan ettiler…
Şimdilik vakvakları ürkütmemek için Türkiye halklarının bütünlüğünden söz ediyorlar, ama bunun arkası federasyondur…
Kuzey Irak bu federasyona ABD tarafından hazırlanmıştır. Plan yavaş yavaş ve emin adımlarla işliyor. Hiç aceleleri yok. Zamanı geldiğinde bir referandum; Kuzey Irak ve Türkiye’nin Güneydoğusu birleşme kararı alır… İç ve dış hainlerin yüzlerce yıldır hayal ettikleri Türkiye’nin parçalanma süreci ya da Sevr sınırları içine çekilmesi gerçekleştirilir…
Bunun için ortam müsaittir. Ulusalcı ve Atatürkçü vatanseverler Silivri’ye, komutanlar Hasdal’a gönderilir. Halk deseniz, gündüz işsizkolik gece dizikolik… Düşünmüyor… Nasılsa sadaka siyaseti tıkır tıkır işliyor… İçte borç, dışta borç Türkiye büyüyor... 7 bin bilmem kaç yeni türedi zengini diğer zenginler ordusuna katılmış… İstikrar her yerde sürüyor… Şehit sayısında da…
Yazılı ve görsel basın!
Eskiden olsaydı kıyamet kopardı, ortalık ayağa kalkardı. Tüm kanallarda canlı yayınlar, şehitlerin ailelerinin can yakan feryatları her yeri kaplardı… Ama dün akşam dikkat ettiniz mi bilmem, her şey çok normaldi. Sanki Türkiye sıradan bir gün yaşar gibiydi. Hatta günlerdir beynimizi oyan, midemizi bulandıran futboldaki şike haberleri, 13 şehidin haberinden daha fazla yer kapladı…
Artık şehit haberleri sıradanlaştırıldı… Vaka-i Âdiye’den sayılıyor… Hatta geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin en büyük gazetelerinden birinde,  BDP’li nin vekilliğinin düşürülmesi ile ilgili haber manşette, bir şehit evlâdımızın haberi en altta, küçük bir haber olarak yer aldı…
Cumhuriyetin değerleri önemsizleştiriliyor…Vatan, millet, Sakarya dediğiniz zaman “kafatasçı “, “çağ dışı” oluyorsunuz…
Seçimlerden önce her fırsatta konuşan ve basının da ağzına sürekli mikrofon dayadığı bir Kürt kökenli vatandaş şöyle demişti: “Anayasa’nın üç maddesini değiştirin, Allah’ın emri mi?” O şimdi BDP’ den vekil ve bakın ne öneriyor:
“İslam ortak paydası Kürt sorununa çare olabilir”
Dedik ya ortam müsait. Bir ulus millet, ”ümmet” e dönüştürülüyor...
Diller de “Türkiyeli, Türkiye halkları” kavramı… Tıpkı Osmanlı halkları gibi…
İmralı emrediyor, BDP’li kışkırtıyor, PKK vuruyor…
BDP’ li eş başkan; “Çözümsüzlüğün devam etmesi, gençlerin ölmesine sebep oluyor” demiş!
Bu sözlerde bile bir tehdit yok mu? “Çözüm olmazsa gençler ölecek” anlamı çıkmıyor mu?
Ne tesadüf ki 13 vatan evlâdının öldüğü gün sözde ”özerklik” ilan ettiler…
Türkiye Cumhuriyeti her önüne gelenin sözle bile olsa sözde “özerklik” ilan edeceği bir devlet değildir. Bu sözler vatanın bölünmez bütünlüğüne bir saldırı değil midir? Bu kadar demokratikleşme hangi Batılı ülkede vardır?
Cumhuriyetin savcıları neredeler?
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genel Kurmay Başkanı üçlü zirve yapıyorlar. Konu ne? Önümüzdeki Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararları… YAŞ kararları önemli çünkü irticacı subaylar belirleniyor ve ordudan atılıyor. Son yıllarda bizzat devletin en üst kademesi bu subaylar için bizzat muhalefet şerhi koyuyor. Dünkü zirve de basından anladığımız kadarıyla irticacı subayların ordudan atılmasını önlemek için yapıldı. 13 şehit için değil…
*
Sıfır terör devraldılar, sekiz yılda yüzlerce vatan evlâdı toprağa düştü. Parçaları tüm Türkiye topraklarına saçıldı…
Her gün bir-iki şehit, asker ve sivil kaçırma, alenen karakollara saldırma…
Dün (14.07.2011) 13 vatan evladı Silvan’da el güpegündüz yakıldılar!
Biz de yandık!
13 asker, 13 fidan, 13 evlât…13 şehit!
Memedin tabutu yine sıra sıra…