“ Hiç bir zafer gaye değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük olan gayeyi elde etmek için gerekir en belli başlı vasıtadır. Gaye fikirdir. Zafer, bir fikrin elde edilmesine hizmeti nispetinde değer ifade eder. Bir fikrin elde edilmesine dayanmayan bir zafer yaşayamaz. O, boş bir gayrettir.
            Her büyük meydan muharebesinden, her büyük zaferin kazanılmasından sonra yeni bir dünya doğmalıdır, doğar. Yoksa başlı başına bir zafer, boşa gitmiş bir gayret olur.”                     
                                                              Mustafa Kemal Atatürk( Ankara,16 Eylül 1921)
 
            Seçim kuruluna resmi milletvekili adaylığı başvurusuyla başlayan iki aylık süreç 12 Haziran günü tamamlandı.
            30 Mart günü Ankara’da yapılan basın toplantısıyla programı kamuoyuna duyurulan Cumhuriyet Güçbirliği girişiminin adıyla seçimlere girmekten gururluyuz, sevinçliyiz.
            Seçim sonuçları Türkiye’nin geçmişe oranla, daha zor bir döneme girdiğimizi apaçık göstermektedir.
            Bu seçimde “ AKP mağduriyeti oynayarak oy alıyor ” tezi bir kez daha yerle bir olmuştur.
AKP ve BDP seçime güçlü gözükerek girmek suretiyle oyunu arttıran parti olmuştur.
AKP’den kurtulma isteğinin, CHP ve MHP’yi güçlendirmekle gerçekleşeceği umudu, seçmen oyunun, bir kısım Cumhuriyet Güçbirliği destekçisi kitle de dâhil olmak üzere, istemeyerek de olsa CHP ve MHP’ye kaymasına yol açmıştır.
Cumhuriyet Güçbirliği olarak seçimden daha iyi bir sonuç almamızı önleyen hatalarımızı objektif olarak tespit edip gerekli tedbirleri şüphesiz ve hemen alacağız.
Her şeye rağmen Cumhuriyet Güçbirliği deneyimi, Türkiye’yi parçalanma ve dağılma tehlikesinden kurtaracak dağınık güçlerin toparlanmasında ve örgütlü hale getirilmesinde çok önemli bir adım olmuştur.
Cumhuriyet Güçbirliği, önümüzdeki dönemde iktidar seçeneği yaratma konusundaki odağın adresini de belirlemiştir.
Seçim sonuçlarının belli olmasından sonra gündemimiz;
1. Ekonomide; çok tehlikeli bir noktaya gelmiş cari açıklar, otoyollardan başlayacak yeni bir özelleştirme dönemi ve işsizliktir.
2. Ulus Devleti ortadan kaldırmayı ve Anayasadan Türklük tanımını çıkaracak yeni bir anayasa değişikliği çalışmalarıdır.
3. 15 Haziran tarihi ile ilgili verilen sözlerin ne olduğunun kamuoyu tarafından da daha açık anlaşılması sürecidir.
4.  Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Tunus’ta başlayıp komşumuz Suriye’ye kadar gelen ve Müslüman ülkelerde yaşanan karışıklıklarda yeni adresin sırasıyla, Türkiye ve İran olduğu gerçeğinin duymak ve görmek istemeyenlere rağmen daha net anlaşılmasıdır.
Umarım milletimiz yakın gelecekte, 12 Haziran günü verdiği oyun pişmanlığını yaşamaz.
Bizim görevimiz,13 Haziran sabahından itibaren ulus devleti daha da sağlam kılmak milletimizi birleştirmek, ayağa kaldırmak ve harekete geçirmek, halkçı ve devletçi bir ekonominin hayata geçirileceği bir milli hükümeti kurmak olacaktır.
Cumhuriyet Güçbirliği doğru programı ve doğru zeminde yürüttüğü mücadelesi ile kurtuluşun biricik adresi olmaya devam edecektir.