“12 Haziran seçimlerinde neden MHP desteklenmelidir-1” adlı yazımda MHP’yi desteklemek için “negatif nedenler” diyebileceğimiz nedenleri saymıştım. Bugün MHP’yi desteklemek için “pozitif nedenler” diye adlandırılabilecek nedenler üzerinde duracağım. Türkiye, çok ağır bir krize, bir kardeş kavgası ve bölünme riskine doğru sürükleniyor. Yıllardan bu yana bölünme konusunda yaptığımız uyarıları küçümsemeye çalışanlar, Sovyetler Birliğinin, Yugoslavya’nın, Çekoslovakya’nın bölündüğünü görmelerine rağmen, Türk milletinin 1774 sonrası tarihinden önemli dersler çıkaran Türk milliyetçilerini “Sevr sendorumuna” tutulmakla suçladılar. Geçen günlerde, Sudan bölündü. Belçika ağır bir şekilde bölünme sancıları çekiyor.
Bunu ortaya koyduktan sonra Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en ağır ve acil sorunun, vatandaşlarımızın bir kısmı günlük gailenin ve ekonomik sıkıntıların içinde bunu anlamasa dahi, “Türkiye’nin birliği” sorunu olduğunu görmekteyiz. Özellikle “istikrar” diyen iş dünyasına ve istikrar diyerek AKP’ye oy veren seçmene hatırlatalım. Bu tespiti artık sadece MHP ve Türk milliyetçileri yapmıyor. Ekonomi filozofu diye tanınan Ege Cansen, 22 Ocak 2011’de Hürriyet’teki köşesinde şöyle diyor: “AKP’nin, gerek büyük devletlerin ’bırakın Kürtler kendi kendini yönetsin’ baskılarıyla, gerek kendi felsefesi sonucunda Türkiye’de bölünme fiilen başlamıştır.” Hatırlatalım bir ülke bölünür ise ne ekonomi kalır, ne işsizlik vs. sorunlar. Bu sorunların olabilmesi dahi ülkenin bütünlüğünü muhafaza etmesine bağlıdır. En büyük istikrar ülkenin birliği ve milletin bütünlüğüdür.
Bu noktada MHP’nin neden desteklenmesi gerektiğini ortaya koyabiliriz.
1) MHP, Türkiye’nin birliği, Türk milletinin bütünlüğü, ülkemizin etnik fay hatlarına bölünmemesi, böldürülmemesi konusunda Türkiye’deki “EN KARARLI VE İMANLI” insanların bir araya geldiği siyasal partidir. Türkiye’nin birliği ve Türk milletinin bütünlüğüne yönelik bütün politikalar konusunda MHP en sert ve en tavizsiz tavrı sergileyecek tek partidir. MHP, Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesine izin vermeyecektir. Anayasadan Türk milleti ibaresinin çıkarılmasını kabul etmeyecektir. MHP, Anayasa Mahkemesi yargıçlarının yemin metninden çıkarılmak istenen “Türk milleti” kavramını tekrar o metne iade edecektir.
2) MHP, Kürtler ve Zazalar ile PKK’yı özdeşleştirmeyen, Zazayı ve Kürdü özkardeşi, kendisi olarak gören ancak öte yandan PKK terör örgütünü aşmak, örselenen vatan bütünlüğünü ve milli kimlik için kısa, orta ve uzun vadeli stratejik bir planı olan tek partidir.
 3) MHP, PKK ile ateşkes, müzakere, pazarlık yapmayacak, devletin ve milletin haysiyetini bir terör çetesi karşısında yere düşürmeyecek tek partidir. AKP, 2003’den bu yana terörle mücadele etmek yerine terörle mücadele edenlerle mücadele etmiştir. MHP yeniden terörle mücadele sürecini başlatacaktır.
4) MHP, AKP’nin etnik federasyon, CHP’nin bazen genel af/ordu ve PKK silah bıraksın bazen Öcalan patentli “Hakikatleri Araştırma Komisyonu” teklifleri karşısında İstiklal Harbimizin sonucu olan milli ve üniter devlet yapısını, devletimizin kuruluş felsefesini, Aziz Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” ilkesini tavizsiz, eksiksiz savunan tek partidir.
5) MHP, Türkiye’nin en sahte ancak en etkili sorunu olan, bir taraftan AKP’nin siyaset amacı ile sömürdüğü öte yandan CHP’nin siyaset için karşı çıktığı türban/başörtüsü meselesini Türkiye’nin sosyolojik gelişmesinin bir parçası olarak görüp, siyaset sömürüsü alanından bir an önce çıkarmak ve ülkeyi/insanımızı rahatlatabilecek tek partidir.
6) MHP, imam hatip liselerini bir partinin arka bahçesi olmaktan çıkaracak ve ait olduğu milletin çocuklarına geri verecek tek partidir.
7) MHP, yargı üzerinde sol-mezhepçi yapılanmanın ve AKP’ci-cemaatçi yapılanmanın oyunlarını sona erdirecek ve yargıyı gerçekten bağımsızlaştıracak tek partidir. Kimse mezhebinden, cemaatinden, partisinden dolayı ne yargıda ne de bir başka yerde bir yere gelebilmelidir. Ancak yeteneklerinden ve bilgisinden dolayı her yere atanabilmeli ve gelebilmelidir. MHP, bu anlayışın teminatıdır.
8) MHP, halkımızı bilinçli ve sistemli bir şekilde “dilencileştirme kültürü” içine iten, üretimden koparan siyasal programa son verecek, Türk halkını layık olduğu üretim sürecinin içerisine tekrar çekecektir.
 9) MHP, yıpranan, partizanlaşan, mülki idareyi tekrar siyaset üzerine taşıyacak, valiler ve kaymakamlar tekrar bütün milletin valisi ve kaymakamı olacaktır.
 Her Türk seçmeninin MHP’ye oy vermesi için gerekçeleri sıralamaya yarınki yazımda da devam edeceğim.